1

Ömer Tuğrul İnançer Kimin Ayağına Bastı?

Bir fikre katılmayabilirsin ama hakaret edemezsin.

Tabi amaç üzüm yemek değil bağcıyı dökmek ise o başka!

İşte olay tam da bu!

Tasavvuf düşünürü ve avukat Ömer Tuğrul İnançer, TRT'de yayınlanan Ramazan programında, günlerdir çok şeyden bahsediyor. Bunların hiçbirisi ile ilgilenmeyenler hamile kadınlara ilişkin sözlerini ise Türkiye’nin ilk gündem maddesi haline getirdi.

Hamileliğin muhterem bir şey olduğunu, saygı duyulacak şekilde saklanması gerektiğini söyleyen İnançer ise sözlerinin çarpıtıldığını belirtti.

Zaten tartışmalara neden olan o konuşmasının da hayâ ve edep üzere olduğu izlendiğinde çok net bir şekilde görülebiliyordu.

Ama yok sanki İnançer hamile kadın hayattan tecrit edilsin diyordu.

Twitter’da hiç hoş olmayan hamile kadın fotoğraflarının paylaşılması ile aslında bu açıklamalardan neyin kastedildiği de bir bakıma ortaya çıkmış oldu.

Her zaman olduğu gibi Ömer Tuğrul İnançer üzerinden kıyamet koparanların ve olayı fikri platformdan siyasi tartışmaya dönüştürenlerin amacı belli de direk İnançer üzerinden saldırıya geçenlerin nasıl bir yarası var biraz ona kafa yoralım…

Haberin ilk yayınlandığı Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can, Ömer Tuğrul İnançer’e içten içe hırs besleyen bir isim!

Neden mi?

Eyüp Can, karısı Elif Şafak ve çocukları ile birlikte bir zamanlar evlenmeyi düşündüğü ve uzun uğraşlar sonucu sperm bankası aracılığıyla hamile kalan Yahudi sevgilisini ziyarete gidecek kadar modern! olan bir isim…

Ömer Tuğrul İnançer, Can’ın eski sevgilisiyle arkadaş olacak kadar anlayışlı olan karısı Yazar Elif Şafak’ın Mevlâna’yı anlattığı “Aşk” adlı kitabını ağır bir şekilde eleştirmiş ve “Derviş keşiş değildir, tekke de manastır” demişti.

İnançer kısaca şunları söylemişti;

O kadar cahilane bir kitap ki…

Zamanın modasından istifade ederek Mevlana ile ilgili hiçbir şey bilmeden para kazanmak için kitap yazmış. Adı Mevlana’yla yanyana bile gelemez. Buna engel olmanın çaresi yok. Onlar üzerinden hiç bilgi edinilmese, Mevlana’yı tanımasalar daha iyi. Öbür tarafta hesap veremezler.

Mesela kendi şeyhi hakkında `uyuşuk` tabiri kullanan bir derviş düşünülemez bile. Ama bu düşünüyor ve yazmış. 1001 gün çile diyor. Çilenin ne olduğunu bile bilmiyor. Mevlevi çilesi halvetten farklı bir şeydir…

Şimdi Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can’a soruyorum; Ömer Tuğrul İnançer’e olan tavrınızın nedeni karınız Elif Şafak’ın kitabını eleştirmesi mi?

Gezi Parkı eylemcileri de Ö. Tuğrul İnançer’e fikri tepki yerine hakaret etmeyi tercih etti.

İnançer’in Gezi Parkı eylemlerinde etrafa zarar verenleri kastederek vatan hainliği yorumu yapması anlaşılan onları da çok rahatsız etmiş!

Müslüman isminin önüne bir sıfat koymaz denilmesi itikatlarına ters gelmiş olacak ki İhsan Eliaçık ve antikapitalist Müslümanlar da Tasavvuf düşünürü ve avukat Ömer Tuğrul İnançer’den dertli olanlardan.

İnançer tartışmalara neden olan o konuşmasında  “…kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir" sözlerine de yer vermişti.

Faiz lobisinde ise sıkıntı oluşturacak sözler bunlar!

Programında “eskiden olduğu gibi her Perşembe günü Salâ neden İstanbul'da okunmuyor" demesi ve bu sözlerin TT listesine girmesi de gerginlik oluşturmuş olabilir bazı kesimlerde…

Yani ne haberi yaptıranın ne de bu haberin arkasında kuyruk oluşturanların amacı Ömer Tuğrul İnançer’in hamile kadınlar ile ilgili sözlerine fikri tepki değil!

Baksanıza yastığı kapan karnına koyup dışarı fırladı…

Tencere tava, Gezi’de yeni bir hava!

https://twitter.com/ArzuErdogral
Yazar: Arzu Erdoğral
Kaynak: http://www.habervaktim.com/yazar/60501/omer-tugrul-inancer-kimin-ayagina-basti.html
Bu yazının nette yayın tarihi: 26 Temmuz 2013 Cuma




Ömer Tuğrul İnançer ne demiş işte söyledikleri..


TRT'nin iftar programında 'hamileler sokakta gezmesin' diyen Ömer Tuğrul İnançer, sözlerinin arkasında olduğunu belirterek "Hamileleri gören genç kızlar doğurmaktan korkuyor" dedi.
TRT 1 ekranlarında, iftar saatlerinde yayınlanan " Ramazan Sevinci" programına konuk olan ve Şeyh Vefa'nın hanımının haram lokma yemesiyle ilgili bir hikayesini anlatan Ömer Tuğrul İnançer, konunun hamileliğe gelmesi üzerine, "Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır.

Böyle karınla sokakta gezilmez. Her şeyden önce estetik değildir. 7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır. Sonra akşam üstü çıkarlar. Şimdi ise maşallah, kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir" şeklinde yorumda bulunmuştu.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan İnançer, sözlerinin arkasında olduğunu ama konuşmalarının çarpıtıldığını söyledi.
“Hamilelik izni ‘sokakta gezsin’ diye verilmiyor”
Ömer Tuğrul İnançer, şunları ifade etti: "Hamile hanımlara, çok ileri derecede olanlara, doğumdan evvel işyerlerinde bile kanunla izin veriliyor. Sadece sağlık nedeniyle mi bu izin veriliyor zannediyorsunuz? Hamile kadının yaşama zorluğu var, bir bebek taşıyor. Saygı duyulması gerekir. Kanunda bile doğumdan önce anne adayına, evinde otursun diye izin veriliyor. Sokakta gezsin diye değil.
“Estetik değil, anlamıyor musunuz?” 
'Ben evlendim, hamile kaldım...' Tamam iyi ettin de... Bunlar böyle karnını salına salına yürümenin gereği olarak gösterilemez. Görüntü estetik değil, hala da aynı şeyi söylüyorum. Niye anlamıyorsunuz? Bunlar muhterem şeylerdir. Muhterem şeyler saygı duyulacak şekilde saklanır."
“Hamileleri gören genç kızlar doğurmaktan korkuyor” 
"Bir hanımın anneliği hazinesidir" diyen İnançer, sözlerine şöyle devam etti:
"Hamilelik bu kadar aşikar edilmez. Ayrıca yetişmekte olan genç kızlar da bu nedenle doğum yapmaktan korkuyor. Eskiden kalabalık evlerde halalar, teyzeler bulunduğu zamanlarda bile, ileri derecede hamileler evde çocuk varsa çok gezdirilmezdi. Bunlar bizim cemiyetimizin hem estetik hem terbiye hem de yavru yetiştirmekteki usulleriydi. Ben hala aynı şeyi söylüyorum. Bütün hanımlar benim annem gibidir. Aynı saygıya layıktır. Bir takım şirketler para kazanacak diye, o annelerin mahremiyeti, bu şekilde aşikar edilmez."
kaynak: http://www.dunya.com.au/

Yorum Gönder Blogger

  1. (o) Bu adamın hamilelik konusunda söylediklerine katılıyorum, eskiden hamilelerin elbisesi özeldi hamile elbisesi diye satılır, giyilirdi, uzun genişti bol giydikleri için hamile karınları çokta belli olmazdı zaten o elbiseyi giyenlerin hamile olduğu bilinirdi çevredikeler tarafından hürmet edilirdi. Uzun ve bol giyilen elbise kadın ve çocuk içinde sağlıklıydı çünkü kan dolaşımını etkilemezdi. Şimdi bakıyorum altında tayt üstünde daracık tşört göbeği [-( çıkmış ortaya ondan önce gidiyor çirkin bir görüntü gerçekten, hele bazılarında göbekleri öyle belliki gerçeten hiç hoş değil. (h)

    YanıtlaSil

DİKKAT!
İfadeler şekiller, jpg, gif, png,bmp formatlarında resim, foto, video, müzik ekliyebilirsiniz.Resim eklemek için-- [img] resim linki [/img] // Müzik eklemek için :-- [nct]Müzik linki [/nct] Youtube Video ekleme:-- [youtube] Youtube Video Link [/youtube] Link kapanış kutucukların arasına boşluk bırakın
***KÜFÜR HAKARET İÇEREN YORUMLAR SİLİNECEKTİR***
Gülen ifade eklemek için işaretleri kullanın
:) (: :)) :(( =)) =D> :D :P :-O :-? :-SS :-t [-( @-) b-(

 
Top