Kadın kadına talip oldu! Canlı yayında kadın kadına evlilik teklif etti !

<div class="MsoNormal"><b><span style="font-size: 13.5pt;">Sonunda bu da oldu... Desti İzdivaç programında kadın, kadına talip olduğunu açıkladı...</span></b><span style="font-size: 13.5pt;"> </span><br /> <span style="font-size: 13.5pt;"> </span><span style="font-family: Arial; font-size: 13.5pt;">ATV ekranlarında yayınlanan ve Esra Erol'un sunduğu Dest-i İzdivaç programında toplumun dini ve değer yargılarının sınırlarını aşan bir muhabbet yaşandı.</span> </div><div class="MsoNormal" style="line-height: 13.5pt;"><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 10pt;"><br /> <b>KADIN, KADINA TALİP OLDU</b></span><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: 10pt;"></span></div><div class="MsoNormal" style="line-height: 13.5pt;"><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 10pt;">Programa telefonla bağlanan Eda Şen, iki yıl önce evlenip boşandığını ve ailesinin bu evliliğini onaylamdığını kaydetti. Ardından Şen'in ağzından dökülen <b>'Ben evlenebileceğim bir bayan arıyorum'</b> sözleri hem Esra Erol'u hem de stüdyodakilerinin ağzını açıkta bıraktı.<br /> <br /> Kısa bir süre ne olduğunu anlayamayan Erol, <b>'Git başka programlarda ara arayacağını' </b>diye çıkıştı.</span><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: 10pt;"></span></div><div class="MsoNormal" style="line-height: 13.5pt;"><b><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 10pt;">EnSonHaber-MarmaraHaber</span></b><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: 10pt;"></span></div><div class="MsoNormal" style="line-height: 13.5pt;"><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 10pt;"><br /> </span></div><div style="text-align: center;"><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 10pt;"> <span style="color: #990000; font-size: large;"><b>İŞTE CANLI YAYINDAKİ O ANLAR</b></span></span></div><div class="MsoNormal" style="line-height: 13.5pt;"><br /> </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="allowfullscreen" class="b-hbp-video b-uploaded" frameborder="0" height="266" id="BLOGGER-video-5aef196fcb6f8f47-10155" mozallowfullscreen="mozallowfullscreen" src="https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dwmTAEdWN-LSjqlSqe02BQJudO3tBgtyXuMqD3vxpwPS2r030YVgo4M4KvpSHapTbxji4PKZI6RO9U74O-inTTjwVeriuQosQlSegE1jaq3FO_SadoOJucyN3WLhKNwdwcAOy5i" webkitallowfullscreen="webkitallowfullscreen" width="320"></iframe></div><div class="MsoNormal" style="line-height: 13.5pt;"><br /> </div>

SİNEMA DİZİ MÜZİK VİDEO Kadın kadına talip oldu! Canlı yayında kadın kadına evlilik teklif etti !

Sonunda bu da oldu... Desti İzdivaç programında kadın, kadına talip olduğunu açıkladı...   ATV ekranlarında yayınlanan ve Esra Erol'un...

Devamı »

Cinsellik kadınları güzelleştiriyor

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqLocoaMv-w14XmJzyWlYlqVY3gI74sn4S3joMhvxsJGGxvdin_hKcudKWlSTBSblD0dlk-pIp4Za1yFS5Rv2mXA7Awc-qFAYg0koxsC7DLXiNSdhBwKaYOhVg4nZa1dTCRE8NQ_OQBL8/s1600/cinsel1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"> </a></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqLocoaMv-w14XmJzyWlYlqVY3gI74sn4S3joMhvxsJGGxvdin_hKcudKWlSTBSblD0dlk-pIp4Za1yFS5Rv2mXA7Awc-qFAYg0koxsC7DLXiNSdhBwKaYOhVg4nZa1dTCRE8NQ_OQBL8/s1600/cinsel1.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="215" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqLocoaMv-w14XmJzyWlYlqVY3gI74sn4S3joMhvxsJGGxvdin_hKcudKWlSTBSblD0dlk-pIp4Za1yFS5Rv2mXA7Awc-qFAYg0koxsC7DLXiNSdhBwKaYOhVg4nZa1dTCRE8NQ_OQBL8/s320/cinsel1.jpg" width="320" /></a>Seks hayatı düzenli olan kadınların güzel ve sağlıklı kaldıkları belirlendi. GÜZEL olmak için yalnızca kremler ya da bitki özleriyle bakım uygulamak gerektiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz! Artık güzelleşmenin seks yaparak da mümkün olduğu kanıtlandı. 3 bin 500 Amerikalı kadın üzerinde araştırma yapan bilimadamlan, cinsel yaşamından memnun olan ve uzun yıllar seks yapan kadınların genç ve güzel kaldığını ortaya çıkarttı. <a href="http://muzip.bloggum.com/resim/cinsellikveguzellikk.html" title="cinsellikvegüzellikk"><span style="text-decoration: none;"></span></a><br /> Mutluluk hormonu salgılanıyor Seks sırasında kan basıncının artması, kasların çalışması ve mutluluk hormonunun aşın derecede salgılanması kalıcı güzellikte önemli etkenler arasında. Haftada 3 defa seks yapan kadınlar, en az 10 yaş daha genç ve güzel görünüyorlar!          <br /> Stresi de önlüyor. İyi bir cinsel hayatın, beyin için de yaran büyük. Bunun sebebi ise beynin cinsel ilişki sırasında normalden çok daha fazla çalışıyor olması. <br /> Üstelik seksle birlikte başağnsı, stres gibi sorunlar da son buluyor. Kısacası, hem genç ve güzel kalmak hem de sağlığınızı korumak için uzmanlar seksi öneriyor. <br /> <br /> <br /> Şok Günlük/Gazete<br /> <div class="MsoNormal"><br /> </div>

SIRADIŞI HABERLER Cinsellik kadınları güzelleştiriyor

Seks hayatı düzenli olan kadınların güzel ve sağlıklı kaldıkları belirlendi. GÜZEL olmak için yalnızca kremler ya da bitki özleriyle bakım ...

Devamı »

İnternet Keyfi!

<h1><span style="font-size: small;">İnternet Keyfi! Çağın buluşu internetin en önemli sonuçlarından biri: Pornonun önlenemez yükselişi.</span></h1><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbfFolj2drXIcWL2MzsMe3uI89uD04emBQwGqSwV0m2a6S7lzK5pJA3yjtYu1Z2NYEjdp4aSEbHL7NWOZnR7Axi05-GL-xLQ1JrF_v1HbZut96uXvh5BuqnnuvX3UmeSEtECLhYttVi64/s1600/in01.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="289" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbfFolj2drXIcWL2MzsMe3uI89uD04emBQwGqSwV0m2a6S7lzK5pJA3yjtYu1Z2NYEjdp4aSEbHL7NWOZnR7Axi05-GL-xLQ1JrF_v1HbZut96uXvh5BuqnnuvX3UmeSEtECLhYttVi64/s320/in01.jpg" width="320" /></a></div><h1><span style="font-size: small;"> </span></h1><br /> YAZI: CHRISTOPHER BAILEY<br /> PORNOGRAFİYLE İLK OLARAK TANIŞMAMI ÇOK İYİ HATIRLIYORUM. ON DÖRT<a href="http://muzip.bloggum.com/resim/internet-keyfi12.html" title="İNTERNET KEYFİ12"><span style="text-decoration: none;"></span></a> <br /> yaşındaydım ve arkadaşımın, babasının gizli çekmecesini bulduğunu<br /> öğrenmiştim. Porno dergilerle dolu, hazine gibi bir çekmece! Hemen<br /> kendisinden bir kaç dergiyi, bir kaç günlüğüne ödünç almak istedim. Bu<br /> aslında zor bir soruydu, çünkü bunları mastürbasyon yapmak için<br /> istediğim çok açıktı. Arkadaşım beni kırmadı ve birkaç dergiyi bana bir<br /> gün sonra geri getirmek ve 'zarar vermemek' şartıyla teslim etti. Ceketimin<br /> altına sıkıştırdığım Hustler dergisiyle anne babamı atlattıktan sonra<br /> güvenle odama ulaştım. Kendimi o anda gerçekten çok şanslı<br /> hissediyordum. Bir sürü çıplak kadın ve ben baş başaydık artık. Uzun<br /> süredir bu anı bekliyordum. Şu anda 14 yaşında olan biri için bu hikâye<br /> komedi filmlerini andırıyor olabilir. Bugünlerde kimsenin evinde gizli bir<br /> çekmece falan yok. Her şey sadece bir tık uzaklıkta. Çağın buluşu internet<br /> sadece bilgiye değil, pornoya erişim konusunda da ciddi faydalar sağladı.<br /> <br /> Ayrıca 'Clear history' seçeneğinin web<br /> browserlarında olmasının en önemli nedeni<br /> de pornoUr. Bugün, sadece birkaç dakika<br /> içinde 400 milyondan fazla pornografik<br /> videoya ulaşmanız olası. Şöyle dükünün.<br /> Yarından itibaren hayatınızın tamamım porno<br /> isleyerek geçirmeye karar verseniz bile, sadece<br /> 2009 yılında yayınlanan porno lan bitirmeniz<br /> yıllar sürebilir. Bu filmlerin çeşitliliğinden<br /> bahsetmeme herhalde gerek yok. Grup<br /> seksten, eş değiştiren çiftlere kadar aklınıza<br /> gelebilecek her türlü fiuıteziyi bu milyonlarca<br /> pornonun içinde rahatça bulabilirsiniz. Ben 14<br /> yaşındayken sevişen iki insanın fotoğraftan nın<br /> bulunduğu dergiler bile bana oldukça çılgınca<br /> ve erotik geliyordu. Günümüzde ise her şey<br /> oldukça normal.<br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWXA15X5W9RLLNjfkYZHN4DWXGjT75d0nMN9lq-c6u-VcaovYR8awB5tQvtS09hJp6cn2_acHKGelKWfA-bBxbmrGzxJSJA2_CTZtY_F-56_IWukrUPOZJRvAlQmNYQ1btQQhVS2xFBk4/s1600/in1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="259" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWXA15X5W9RLLNjfkYZHN4DWXGjT75d0nMN9lq-c6u-VcaovYR8awB5tQvtS09hJp6cn2_acHKGelKWfA-bBxbmrGzxJSJA2_CTZtY_F-56_IWukrUPOZJRvAlQmNYQ1btQQhVS2xFBk4/s320/in1.jpg" width="320" /></a></div><br /> Araştırmalar zamane gençlerinin de benden<br /> çok farklı olmadığım gösteriyor. Sadece<br /> ellerindeki imkânlar bana göre çok daha<br /> geniş. Araştırmalardan birine göre 8-16 yaş<br /> arası çocukların %90*ı internette porno<br /> izlemiş. Bu işin kötü tarafı;u; bugün binlerce<br /> genç, »eksin yüze fırlatılan bir tomar para ile<br /> bitmesi gerektiğini düşünüyor olabilir. Bu yaş<br /> aralığmdaki insanların buvük çoğunluğunun<br /> 'ellerinden* başka herhangi bir partnerinin<br /> olmadığını düşünürsek, pornografinin ne<br /> gibi sonuçlar doğurabileceğini daha iyi<br /> anlayabiliriz. Zaten halihazırda düzenli bir<br /> seks hayatı olan imanların porno izlemesiyle<br /> o ana kadar gerçek bir sevişme yaşamamış<br /> gençlerin porno seyretmesini aynı kefeye<br /> koymamak gerek.  <br /> <div class="MsoNormal"><a href="http://muzip.bloggum.com/resim/temsili1.html" title="temsili1"><br /> </a></div><div class="MsoNormal"><a href="http://muzip.bloggum.com/resim/temsili2.html" title="temsili2"><span style="text-decoration: none;"></span></a><br /> Porno literatürü<br /> Dahası, bu bahsettiğimiz gençlerin çoğunun<br /> porno ite tecrübesi bir-iki seferlik değil.<br /> Bunların içinde hiç de azımsanmayacak<br /> bir bölümünün pornografi konusunda<br /> uzmanlaştığım söyleyebiliriz. Porno<br /> videolannın altına yazılan yorumlara bakarak<br /> bunu çok daha iyi anlayabilirsiniz, Birçok<br /> fencin pornolar hakkında ansiklopedik<br /> bir bilgi dağarcığı va r, Mesela bir videonun<br /> altında şöyle bir yorum görebilirsiniz: "Bu<br /> video Gonzo kategorisine koyulmuş, ancak<br /> BDSM kategorisine daha uygun." ya da 15<br /> yaşında bir çocuk 'Bu video aslında şu isimli<br /> bir portıo filmden bir sahne" diye ukalalık<br /> yapabilir. Biz de gençliğimizde elimize porno<br /> dergi geçince kendimizi şanslı sayıyorduk<br /> Neyse, internet vardı da, biz mi cumshot<br /> videoları seyretmedik! Amerika'da yapılan bir<br /> araştırmaya porno sever olarak katılan Travis<br /> ve Cody kardeşlerin söyledikleri ise gençlerin<br /> durumuna ışık tutması açısından oldukça<br /> çarpıcı.</div><br /> Florida'lı bu kolej öğrencilerinin,<br /> kendilerine bir seks partneri arıyorken<br /> dikkat ettikleri en önemli kriter, cinsel<br /> bölgesinin kılsız olması. Travis'e göre bütün<br /> kızlar, cinsel bölgelerini o gün bir porno<br /> filmde oynayacakmışçasına hazır tutmalı.<br /> Cody'nln ise derdi başka: "İlk olarak cumshot yaptığım gûn<br /> hayatımın en mutlu günüydü.<br /> Bunu yapmak kadar bana kendimi erkek gibi<br /> hissettiren bir şey daha yok."<br /> Bir gün herkes porno yıldızı olacak<br /> Cumshot (ne olduğunu siz de biliyorsunuzdur)<br /> demişken, 30 yaşın üstündeki bir erkek için<br /> bu pek yapılan bir şey değil. Ancak pornonun<br /> yükselişi bazı çizgileri bulamklaştınyor.<br /> Bugün birçok genç için 'cumshot' klasik<br /> sevişmenin bir parçası sayılabilir. Bunun için<br /> ayrı bir kategorisi bulunan porno sitelerin bu<br /> konudaki katkısını görmemek için oldukça<br /> saf olmak gerek. Porno, insanların özellikle<br /> de gençlerin kafasındaki seks anlayışını ciddi<br /> şekilde manipüle edebilme<br /> gücüne sahip<br /> Tamam, porno izlemek<br /> insanı kanser yapmaz. Ancak<br /> pornonun yüksel işinin<br /> ev yapımı seks kayıtlarım<br /> vp telefondan çekilen<br /> müstehcen fotoğrafların sayısını artırdığı<br /> kesin. Geçen yıl yapılan bir araştırmaya<br /> göre. ergenlik çağındaki her beş kişiden biri,<br /> daha önce kendilerinin 'özel' bir fotoğrafını<br /> başkasına yollamış. Andy Warhûl'un "herkes<br /> bir gün bir dakikalığına da olsa meşhur<br /> olacak lafından yola çıkarsak, herkesin bir<br /> gün bir dakikalığına bir porno yıldızı olacağını<br /> söyleyebiliriz.  <br /> <br /> Neyse, işe biraz da iyi yanından bakalım.<br /> Porno izlemenin insanların yalak<br /> performanslarım artırdığım iddia edenlerin<br /> sayısı hiç de az değiL Veteran porno yıldızı<br /> Joanna Angel, son zamanlarda izlediği<br /> bir filmde, henüz ilk pomosunu çeken 19<br /> yaşındaki bir kılın performansı konusunda<br /> şaşkınlık yaşamış: "Henüz ilk çekimiydi,<br /> ancak yaptığı ve söylediği şeyler hiç de<br /> öyle demiyordu. Ben onun yaşındayken ne<br /> yaptığımı bile bilmiyordum." İngiltere'de<br /> yapılan bir araştırmaya katılan bir kız da,<br /> o rai seks performansıyla ünlü Heather<br /> Brooke'dan çok şey öğrendiğini söylüyor,<br /> Kısacası, zamane gençleri artık seks bilgisi<br /> çok daha iyi genç kızlarla birlikte olabiliyor.<br /> Tabii bunun yanında porno izleyen kadınların<br /> seks partnerlerinden beklentilerinin arttırma<br /> ihtimali de göz ardı edilmemeli.<br /> Sonuç olarak, söylediğimiz gibi porno<br /> izlemenin ölümcül sonuçlan yok. Eğer<br /> keyif alıyorsanız, izleyin. Ancak e£er porno<br /> izleyip mastürbasyon yapmayı partnerinizle<br /> birlikte olmaya tercih ediyorsanız, sının<br /> çoktan aşmışsınız demektir. Bu durumda size<br /> tavsiyemiz, bir doktora görünmeniz. Doktora<br /> görünün deyince, aklınıza seksi hemşire<br /> pornolan mı geldi? O zaman acele etseniz daha<br /> iyi olacak.<br /> Peki ya ülkemizdeki durum?<br /> interneti cinsel haz için kullanan erkeklerin<br /> sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu konuda Aile<br /> Sağlığı Araştırma Demeği nin (ASAD) ülkemizde<br /> 2002 ve 2008 yılları arasında. 120 bin kişi<br /> üzerinde yaptığı araştırma da bu görüşü<br /> destekliyor. Söz konusu araştırmaya göre,<br /> ülkemizde her 10 erkekten 6'sı interneti cinsel<br /> haz için kullanıyor. Porno sitelere daha çok<br /> gençler, ilişkilerinde mutsuz olanlar ve yenilik<br /> arayanlar giriyor. ASAD'ın yaptığı bir başka<br /> araştırmaya göre ise erkeklerin * 58"i<br /> yapamadığı şeyleri deneyimlemek için porno<br /> sitelere giriyor. O dönemde partneri olmadığı<br /> için bu yola başvurdukları söyleyen erkeklerin<br /> oranı ise %32. Yani gençler hem merak<br /> nedeniyle hem de cinsel açlıklarını gerçek<br /> hayatla dolduramadıklarında porno izliyor.<br /> Evlilerde ise durum farklı... Cinsel olarak eski<br /> hazzı yitiren ve yenilik arayan eşler porno<br /> siteleri ziyaret ediyor. Üstelik sadece erkek<br /> odaklı düşünmeyin. Kadınların %15'i eşleriyle<br /> kavgalı olduklarında porno siteleri ziyaret<br /> ettiğini itiraf ediyor.<br /> Türkiye de her 10 erkekten<br /> 6 sı porno siteleri ziyaret ediyor.<br />  Kaynak: <b>Men's Health Aylık Dergi</b><br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqNhRcIAMACKtvmBYtObcAJgEz28OCtzVWMXqw6DZf4HlymF_fEKMi-eQMXaemcF6UXoDx19PZYi50c_mVt3VFYpdeYxB5Dfo-1djr1RJ5ckon7_YXIJc_rqf-1djDAZ7QVVtg7vZq0JM/s1600/in2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqNhRcIAMACKtvmBYtObcAJgEz28OCtzVWMXqw6DZf4HlymF_fEKMi-eQMXaemcF6UXoDx19PZYi50c_mVt3VFYpdeYxB5Dfo-1djr1RJ5ckon7_YXIJc_rqf-1djDAZ7QVVtg7vZq0JM/s1600/in2.jpg" /></a></div>

SIRADIŞI HABERLER İnternet Keyfi!

İnternet Keyfi! Çağın buluşu internetin en önemli sonuçlarından biri: Pornonun önlenemez yükselişi.   YAZI: CHRISTOPHER BAILEY PORNOGRAFİY...

Devamı »

Tedavi olurken tecavüze uğrayan anneler var!

<h1><span style="font-size: small;">Vajinismus tedavisi adı altında çiftlerin doktor kontrolünde ilişkiye zorlanmasını doğru bulmadığını belirten Dr. Cem Keçe, "Bu yöntem bir çeşit tecavüzdür. Cinselllikte, kadın ve erkeğin hazzı esas olmalıdır" diyor.</span></h1><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9vt1mS0_rozCyTQpI7zvtq2DOYw6OYu4g9acoL1jIkrgCrwLuZOQSLlaamsLsEcWw8AAAcpUUxlylyJT4iNw5A-FjZV0z42uk-VR8xRuwhhQ3ew_YtUEhsYhdlCwXtmHWwpkZe6Mfadw/s1600/tedavi-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="184" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9vt1mS0_rozCyTQpI7zvtq2DOYw6OYu4g9acoL1jIkrgCrwLuZOQSLlaamsLsEcWw8AAAcpUUxlylyJT4iNw5A-FjZV0z42uk-VR8xRuwhhQ3ew_YtUEhsYhdlCwXtmHWwpkZe6Mfadw/s320/tedavi-1.jpg" width="320" /></a></div><br /> <br /> Vajinismusla ilgili bir kitabı da bulunan Cinsel Tıp Derneği (CİSED) Genel Başkanı Dr. Cem Keçe, hastalığın tedavisi sırasında pek çok anne adayının mağdur edildiğini anlattı. Keçe, tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.<br /> <br /> <b>Kızlık zarının ameliyatla alınması vajinismus tedavisini kolaylaştırır mı?</b><br /> Vajinismusun kızlık zarıyla bir ilişkisi yoktur. Kızlık zarının alınması varolan sorunu çözmez. Fakat kızlık zarının kalınlığına bağlı olarak; ağrı, acı veya kanama nedeniyle vajinismus gelişmiş ise, cerrahi bir yöntemle bu zar kesilmelidir. Ancak hastalarımız üzerinde yaptığımız araştırmalarda tedaviye gelen her dört kadından birinin, bize başvurmadan önce bu işlemi yaptırdığını görüyoruz.<br /> <br /> Genel anestezi altında cinsel birleşme ile vajinismus geçer mi?<br /> Genel anestezi sırasında vajinal kaslar gevşediğinden, cinsel birleşmeye olanak vermeyen vajinal kasılmalar olmaz ve ilişki gerçekleştirilebilir. Ancak sonraki cinsel birleşmelerde de aynı sorun yaşanabilir. Cinsel ilişkide karşılıklı haz esasken, bu durum bir nevi tecavüzdür.<br /> <br /> <b>TÜP BEBEĞİ ÖNERMİYORUZ</b><br /> Genel anestezi altında yapılan birleşmeyi tecavüz olarak değerlendiriyorsunuz. Peki mutlaka tedavi olmaları gerekir mi?<br /> Cinsellik, kadın ve erkek arasında sevginin ve zevkin paylaşımıdır. Ancak vajinismuslu çiftler için cinsellik zevk olmaktan çıkar, keder ve elem yaratan, eziyet verici bir eyleme dönüşür. Genel anestezi altında yapılacak bir cinsel birleşme aslında çift için ciddi bir travmadır. İlişki bir kereye mahsus gerçekleşse bile, kadın hem eşine karşı öfke geliştirebilir hem de erkek savunmasız haldeki eşine böyle bir şey yaptığı için suçluluk duyabilir. Bu nedenle anestezi altında ilişkiye girilmesi kesinlikle önerdiğimiz bir yöntem değildir.<br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirIlXsXYTsgImEBWDwLn-dVW4MY2za-t-jnvrsqHNX9IJpxVUgXWCihvWKWFzv02uoKXxe3PklV-Uflls1YZJjGiKZvfZmS6NII-zZr-_NGmMjjsaxPD-E8_MZdMkfNSkMxGRiZ6VyZeY/s1600/t2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirIlXsXYTsgImEBWDwLn-dVW4MY2za-t-jnvrsqHNX9IJpxVUgXWCihvWKWFzv02uoKXxe3PklV-Uflls1YZJjGiKZvfZmS6NII-zZr-_NGmMjjsaxPD-E8_MZdMkfNSkMxGRiZ6VyZeY/s1600/t2.jpg" /></a></div><div style="text-align: center;"><br /> </div><br /> <br /> <b>Peki anne olmak isteyen kadınlar, tüp bebek yöntemiyle anne olamazlar mı?</b><br /> Vajinismuslu çiftler süre uzadıkça çevreden gelen yoğun bir çocuk baskısı ile karşılaşırlar ve alternatif çözüm yolları aramaya başlarlar. Biz, anne olmak isteyen vajinismuslu kadınlara tüp bebek tedavisini önermiyoruz. Çünkü bu, tedavinin imkansızlığını kabullenmek anlamına gelebilir ve çoğu zaman çocuk sahibi olmak da çiftin kendini mutlu hissetmesine yetmez.<br /> <br /> <b>SAĞLIKLI BİR CİNSEL YAŞAMA İKİ AŞAMADA ULAŞILIR!</b> <br /> Vajinismus tedavisinde dikkat edilmesi gereken unsurlar nelerdir?<br /> Çok ama çok düşük oranda da olsa vajinismusun fiziksel bir nedeni olabilir. Bu nedenle kadının mutlaka cinsel terapi öncesi bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına görünmesi gerekir. Vajinismusu mekanik olarak çözmek yetmez. Çifte, sağlıklı bir cinsel hayat sunmak için tedavide iki aşama izlenir. Birinci aşamada, cinsel birleşmenin olması hedeflenir. İkinci aşamada ise cinsel ilişkiden zevk alma teknikleri öğretilir.<br /> <br /> <b>ZORLA İLİŞKİYE GİRİLMESİNİ DESTEKLEYENLERİ KINIYORUZ!</b><br /> Muayenehanede gerdek gibi yöntemler, vajinismus tedavisinde etkili mi?<br /> Kadına verilen sakinleştirici ilaç ve kremlerle çifti, hekimin gözetiminde cinsel ilişkiye zorlamak, başkanlığını yaptığım Cinsel Sağlık Enstitüsü tarafından tıbbi etiği ihlal ettiği için kınanmış bir tedavidir. ABD'de doktorun gözü önünde cinsel ilişkiye girebileceğiniz özel merkezler var. Ama burası Türkiye... Türk hekimleri olarak kendi toplumsal yapımıza, örf ve adetlerimize uygun tedavi yöntemlerini tercih etmeliyiz. Aksi durumlarda tedaviye muhtaç insanlarımız ve cinsel sağlık bilimi de zarar görebilir.<br /> <br /> <b>BİLİNÇALTINDAKİ KORKULAR ORTADAN KALDIRILMALI!</b><br /> Cinsel ilişki öncesi sakinleştirici ve kas gevşetici ilaç alınması, bu tarz kremlerin kullanılması ya da alkol almak vajinismus tedavisinde işe yarar mı?<br /> Lokal uyuşturucu kremler ve pomatların ilişki öncesi vajinaya sürülerek kullanılması, kadınların bilinçaltı korkularını ortadan kaldırmadığı için yararsızdır. Kadının cinsel ilişki öncesi fazla alkol alması, kişinin bilincini kaybetmesine yol açtığından bir işe yaramaz. Cinsel ilişki öncesi alınan sakinleştirici ilaçlar, cinsel isteği azalttığı için normalde de tavsiye edilmez. İlişki öncesi vajinaya buhar tutulması, sıcak su banyosu, ağrı kesici ve sıkıntı giderici ilaçların birlikte kullanılması sadece cinsel birleşme korkusu yaşayan kişilerde, bazen işe yarayan veya geçici çözüm yöntemleridir.<br /> <br /> <b>TEK SEANSLIK TEDAVİ KADINI KORKUTUR!</b> <br /> Tek seanslık tedaviler işe yarar mı?<br /> Vajinismuslu çiftler bu sorunu çözmeye hazırsa ve derinlerde yatan ciddi bir patoloji yoksa, sorun 'Cinsel bilgilendirme ve danışma'yla kolaylıkla çözülebilir. Ama tek seanslık bir tedavi kadının varolan korkularını daha da artırır. Bu nedenle tek seanslık tedavileri tavsiye etmiyorum.<br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgS5KcSBxcbHkYJxbubFxhPLSqZvUHiemsH948dJsjstLxANskdv_G6Fs30ceMsQJo0KN1HAAEbSmsaXCW3XCBjZIsBjvhz59scsLOtOfgTiX3vtJV0yaOYkMEcvwoJIKBhczVBl2y01AY/s1600/t3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="192" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgS5KcSBxcbHkYJxbubFxhPLSqZvUHiemsH948dJsjstLxANskdv_G6Fs30ceMsQJo0KN1HAAEbSmsaXCW3XCBjZIsBjvhz59scsLOtOfgTiX3vtJV0yaOYkMEcvwoJIKBhczVBl2y01AY/s320/t3.jpg" width="320" /></a></div><br /> <br /> <b>ANESTEZİ HAMİLELİĞİ  </b><br /> Genel anestezi ile birleşme sonrasında hamile kalan kadınlar var mı?<br /> Hamilelliğin oluşması için erkeğin vajina içine boşalması gerekmekle birlikte, nadiren vajina üzerine boşalma ile de hamile kalınabilir. Genel anestezi altında da çok küçük bir ihtimal de olsa hamile kalınması mümkün.<br /> <br /> <b>Vajinismus tedavisine çocuğu olan hastalar da gelmiyor mu?</b> <br /> Tabii ki geliyor. Çocuklu olduğu halde, bize başvuran çiftler de var. Çocuk sahibi olmak onlarda çevre baskısına karşı geçici bir rahatlama yaratıyor.<br /> <b><br /> <b>Tedaviyi yapacak olan cinsel terapistte olması gereken özellikler nelerdir?</b></b><br /> Hastasını iyileştireceğinden tereddüdü olmamalı. Anlayışlı ve sevecen olmalı. Ukalalık yapmamalı.<br /> <b>Sabah la Günaydın</b><br /> <div class="MsoNormal"><br /> </div>

SIRADIŞI HABERLER Tedavi olurken tecavüze uğrayan anneler var!

Vajinismus tedavisi adı altında çiftlerin doktor kontrolünde ilişkiye zorlanmasını doğru bulmadığını belirten Dr. Cem Keçe, "Bu yöntem ...

Devamı »

Mutlu olmak çubuğunuzunda hakkı !

<span style="font-size: x-small;"><b>ÜZÜLMEYİN ARKADAŞLAR. HER ŞEYİN ÇÖZÜMÜ OLDUĞU GİBİ "HAYATİ" ÖNEM TAŞIYAN BU TAKINTINIZA DA ÇARE VAR. PLASTİK CERRAHLARDAN KOCA KARI YÖNTEMLERİNE, ÖZEL CİHAZLARDAN İSE YARAYABİLECEK KOZMETİKLERE KADAR KONUYLA İLGİLİ NE VARSA SİZİN İÇİN ARAŞTIRDIK.</b></span><br /> <span style="font-size: x-small;"><a href="http://muzip.bloggum.com/resim/mutlu-olmak-cubugunuzunda-hakki.html" id="k650622" style="float: right;" title="mutlu olmak cubugunuzunda hakkı"><span style="text-decoration: none;"><br /> </span></a></span><br /> <br /> Eski çağlardan beri siz erkeklerin en önem verdiği ve kafaya taktığı konunun penisleriniz olduğunu biliyoruz.<br /> <br /> Ergenlik çağından itibaren arkadaşlarla yapılan penis kıyaslamaları, el ve ayaklar ya da vücudun herhangi bir yeri ile penis boyu arasında bağlantı ve alaka kurmaya çalışmaları. Hele hele penislerinin boyu ortalamadan biraz kısa olan erkeklerin dünyalarını karartıp düştükleri özgüven eksikliği durumları...<br /> <br /> Bazıları seks hayatlarının sonsuza dek kötü geçeceğini ve partnerlerini asla memnun edemeyeceklerini düşünüp iyice kompleks yaparken bazıları da "önemli olan boyu değil işlevi" düşünceleri ile teselli olmaya çalışır...<br /> <br /> İlk olarak bu işin kesin çözümü tıbbi kısmıdır deyip kendimizi Türk hekimlerin eline bıraktık ve Mediest Estetik ve Güzellik Merkezi kurucusu Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Atilla Alp'in kapışım çaldık.<br /> <br /> ilk aldığımız bilgi normal penis boyunun ereksiyon halindeyken 15-16 cm arasında değiştiği. "Peki daha kısaysa ne yapılabilir, mutluluğa nasıl kavuşulabilir?" diye soruyoruz. Başlıyor Atilla Bey anlatmaya: "Penis büyütme üzerine yapılan ameliyatlar için hala yeni teknikler ve sistemler üretilmeye çalışılıyor. Konuyla ilgili ne yazık ki bilimsel bir kaynak yok ama yaptığımız işlem kabaca penis organının vücut içindeki kısmının birazım vücut dışına çıkarmak. Bunun için de penis kökünde kemiğe bağlanan ön ligamanlar kesildiğinden penisin normal anatomisi bozulmuyor. Sonuçlara bakarsak penisin ereksiyon halindeyken uzunluğunda maksimum bir değişim olmaz, ama ereksiyon halinde değilken uzunluğu daha çok ortaya çıkar."<br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgq7YOkIYScGdexsFBI1aaftCHZyiHEk0xft_n_1AdfM3QMl6_FAjY1L1ocSIB-WKpzQw8uRckq1ITkBw0PhvO9nvBPXjgfJCVVA56zfwABmbCMg2GAUgjcyJMmidF6SdEnPOAzL_3rqBE/s1600/M1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgq7YOkIYScGdexsFBI1aaftCHZyiHEk0xft_n_1AdfM3QMl6_FAjY1L1ocSIB-WKpzQw8uRckq1ITkBw0PhvO9nvBPXjgfJCVVA56zfwABmbCMg2GAUgjcyJMmidF6SdEnPOAzL_3rqBE/s1600/M1.jpg" /></a></div><br /> <b>PENİS BÜYÜTME AMELİYATLARI ARTIK ESTETİK AMAÇLI. </b><br /> Türk erkeklerinin en çok sordukları soruların başında "boy" geliyor. Normal penis boyu ölçülerini bilmeyip kompleks yapan erkekler önce uzmanlar tarafından normal penis boyuna sahip olduklarına ikna ediliyorlar. Sonrasında penis büyütme yaptırmasalar bile "biraz kalınlaşsın" arzusuyla penis büyütme ameliyatlarına estetik amaçlarla da rağbet ediyorlarmış.<br /> <br /> Penis şekil bozukluğundan kalınlaştırma operasyonlarına kadar artık erkekler de kadınlar gibi kendilerini estetik merkezlerine atıyorlar.<br /> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiWomxOQvNg3ulGs6pA1LfkYf0W4GMdseKHF8Zwtve3hU2cl6diyUnFUl69Xvb8PiBZPtoUrk7LmHXF7-HiNKT519UfjwM6Vbihe_lu8uNRMcg8aDPU0FLXqEWrrjgyNZRMaenZuNubuM/s1600/M2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a>"Penis büyütmeye oranla kalınlaştırma çok daha basit ve riskiz bir yöntem" diyor Op. Dr. Atilla Alp. Penis büyütme ameliyatlarına psikolog, estetik cerrah ve ürologun girmesi gerektiğini söyleyen Alp: "Bu hassas bir ameliyat, operasyonun çok iyi şartlarda yapılması gerek. Ameliyattan sonra bir buçuk ay cinsel ilişki yasağı koyuyoruz. Çeşitli egzersizler veriyoruz." diye belirtiyor. En az iki-üç saat süren, bazen de sekiz-on saat devam edebilen penis büyütme ameliyatlarından sonra cinsel fonksiyonlarda bir azalma olmadığını belirten Op. Dr. Atilla Alp, ameliyat fiyatlarıyla ilgili de şu bilgileri veriyor: "Bu ameliyatlar üniversite ve devlet hastanelerinde 3000-5000 liralardan başlıyor. <br /> Özel hastane ve kliniklerde fiyatlar değişiklik gösterir." <br /> <b>KONUYU ASIL KULLANICILARINA, YANİ KADINLARA SORALIM DEDİK: GERÇEKTEN DE ÖNEMLİ OLAN BÜYÜKLÜK MÜ İŞLEV Mİ? </b><br /> • "Aslında benim için bir kıstas değil bu. Ama dikkat ediyorum da penisleri küçük olan erkek arkadaşlarımla cinsel hayatım çok da renkli geçmiyor. Sanıyorum erkekler bu konuda fazla kompleksli ve güvensiz. Bu da yatakta açıkça ortaya çıkıyor." Gülçin (32) Ekonomist <br /> • "Erkekler kendi aralarında penislerinin büyüklüklerini gurur meselesi yaparlar. <br /> Bu birçok toplumda böyle. Bence erkeklerin organlarının küçük olması, kadınların göğüslerinin küçük olmasıyla benzer şeylerdir. Her iki cins de bunu kompleks haline getirip, cinsel performanslarında düşüş yaşayabilir. Bu açıdan baktığımda erkek arkadaşımın vücuduyla barışık olmasını isterim. Penisi ister büyük, ister küçük olsun, kendisiyle ve vücuduyla barışık olsun..." Gözde S. (25) Halkla İlişkiler Uzmanı <br /> • "Büyüklük-çap ve işlev ayrılmaz üç kardeştir sekste. Penisi çok büyük ancak çok ince olan bir adam ne kadar işlevsizse, yeterli uzunluk ve kalınlık- £ ta bir penise sahip olmasına rağmen ereksiyon sorunu yaşayan bir adam da o kadar iticidir. Ha, bir de erken boşalma var tabii... <br /> 15 dakikadan kısa süren seks, seks değildir. Çünkü ortalama bir kadının orgazm olabilmesi için en az 15 dakika gerekir. Dolayısıyla, boyu önemlidir, çapı da... Ama daha önemlisi, elinizdeki malzemeyi kısıtlı da olsa, en iyi şekil- i de kullanabilmenizdir. 1 Bazen küçücük bir saç m tokasıyla, en sağlam u kapılar açılabilir." Deniz Anka - Cosmopolitan Yazan <br /> • "Aslında birçok kadm boyut önem. <br /> li değil derken partnerini kırmamak düşüncesinde. Ama kız arkadaşlanyla kendi aralannda konuşurken cinsel hayatlarından tüm çıplaklığıyla bahsederler. Bahsederlerken de genelde iyi olanları kendilerine saklarlar. Yani konu tatmin etmeyici ilişkileridir. Boyutun bir erkek için büyük bir özgüven unsuru olduğu kesin, özgüvensiz bir sevişme ise hiçbir kadm için tatmin edici değildir elbet." Duygu M. (23) Öğrenci <br /> "Boyut tam anlamıyla bir kıstas değil aslında çünkü ön sevişmeye önem veren bir kadınım ve bir erkek ön sevişmede iyi değilse seks benim için heyecanını yitiriyor. <br /> Ayaküstü kısa birleşmeleri dışında tutuyorum tabii." Ceren Y. (29) Mimar <br /> Görüşlerden sonra anladık ki gerek psikolojik gerekse fiziksel sebepler yüzünden kadmlar büyük penisli erkekleri tercih ediyorlar. Her ne kadar kadınlar bunu direkt olarak söylemeseler de, bir erkekte en çok dikkat ettikleri şey <br /> Ünlü şahsiyet Davut'unki de bamya kıvamındaydı. <a href="http://muzip.bloggum.com/resim/buyutme2.html" id="k650635" style="float: right;" title="büyütme2"><span style="text-decoration: none;"></span></a><br /> penisinin büyüklüğü oluyor. Mutlu olmak hem çubuğunuzun hem de partnerinizin hakkı. O zaman elinizi çabuk tutun, bizden söylemesi! <br />  <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiWomxOQvNg3ulGs6pA1LfkYf0W4GMdseKHF8Zwtve3hU2cl6diyUnFUl69Xvb8PiBZPtoUrk7LmHXF7-HiNKT519UfjwM6Vbihe_lu8uNRMcg8aDPU0FLXqEWrrjgyNZRMaenZuNubuM/s1600/M2.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiWomxOQvNg3ulGs6pA1LfkYf0W4GMdseKHF8Zwtve3hU2cl6diyUnFUl69Xvb8PiBZPtoUrk7LmHXF7-HiNKT519UfjwM6Vbihe_lu8uNRMcg8aDPU0FLXqEWrrjgyNZRMaenZuNubuM/s1600/M2.jpg" /></a>  <b>KOCAKARI REÇETELERİ İŞE YARIYOR MU? </b><br /> Penis büyütmeyi kafaya takanlar çareyi koca karı reçetelerinde ve bitkisel ilaçlarda arayabilirler. E tabi her yiğidin harcı değil bıçak altına yatmak... Erkeklerin en yakın arkadaşlanna bile itiraf etmekten çekindikleri bu memnuniyetsizliklerini kısa bir internet taramasıyla önümüze dökülen sitelerden araştırdık. ilaç piyasası memnuniyetsiz insanları içten fethetmeye hazır ve nazır bir şekilde önümüze bir sürü seçenek sundu. Bitkisel esktraklar, vitamin kanşımlan, mineraller ve dozajımlar penisi büyüteceklerini iddia edip santim vaatlerinde bulunuyorlar. Piyasadaki penis büyütücü kremler en fazla kadınların selülit için kullandıkları jel ve kremler kadar etkili olabilir. Yani kaleyi içten fethedemezler. Bu maddeler derinin üst tabakasma nüfuz etmekle sınırlı kalıp derinin bir milimetre altına bile giremiyorlar. Yani penis büyümesine bir fayda sağlamıyorlar. <br /> Yapılan araştırmalara göre ergenlik döneminde cinsel organın büyümesi ergenlikle beraber harekete geçen östrojen haznelerinin büyümesiyle gerçekleşiyor. <br /> Eğer o büyümeyi tekrar gerçekleştirecek bir ilaç ya da bitkisel bir karışım bulunursa ergenlik dönemindeki gibi doğal ve kalıcı büyüme yaratabilir. Şayet gelişiminizi tamamladıysanız yani penisiniz büyüyeceği kadar büyüdüyse bu yönteme bel bağlamak akıllıca bir seçenek gibi görünmüyor. <br /> Özetle bitkilerle kelüğe çare bulabilir ya da kınşıklıklan erteleyebilirsiniz. Ama bu yöntemlerle erkeklik organınızı büyütmek fikri zamanmızı alıp, umutlarınızı yıkmaktan başka bir işe yaramayabilir.<br /> <b>Maxim  Aylık / Dergi</b><br /> <div class="MsoNormal"><br /> </div>

SIRADIŞI HABERLER Mutlu olmak çubuğunuzunda hakkı !

ÜZÜLMEYİN ARKADAŞLAR. HER ŞEYİN ÇÖZÜMÜ OLDUĞU GİBİ "HAYATİ" ÖNEM TAŞIYAN BU TAKINTINIZA DA ÇARE VAR. PLASTİK CERRAHLARDAN KOCA KAR...

Devamı »

Evlilikte fantaziler boşanmaları azaltır.

<span style="font-size: small;"><b>Mesela, evliliklerde ne gibi cinsel fanteziler uygulanmalı? Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği’nin Başkanı Dr. Cem Keçe, monotonlaşan bir seks hayatını renklendirmenin başlıca yolunun cinsel fanteziler <a class="enc-image" href="http://muzip.bloggum.com/resim/fantazi1.html" id="k650643" style="float: right; margin: 5px;" title="fantazi1"></a>kurmak olduğunu dile getiriyor.</b><br /> <br /> <span style="font-size: medium;">Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı Dr. Cem Keçe, birçok insanın dert yandığı cinsel sorunların temelinde eğitimsizlik, bilgisizlik ve deneyimsizliğin yattığını söylüyor. Avrupa ülkelerinde cinsel eğitim anaokulunda başlarken, ülkemizde üniversite mezunu gençlerin bile bu konudaki bilgilerinin yeterli olmadığını belirten Keçe, “Cinsel açıdan bilgisizlik ve toplumda yerleşmiş yanlış inanışlar, cinsel sorunların çözümünün önündeki en büyük engellerdir. Bunları aşmak için okulda ve ailede cinsel eğitim şart” diyor. Son dönemde cinsel sorunlar ve tedavi yöntemleri hakkındaki yayınların artması ve internet kullanımının yaygınlaşmasıyla, insanların cinsel sorunlarıyla ilgili tedavi görmeye daha meyilli hale geldiklerini belirten Keçe, ekliyor:<br /> </span></span><br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwFrOmjlIQDIvpmv6IveuntfpLJ5gWoPJZ5G0UgqX1mDJfkk6dJzjifq-iXiH-MvgMRRpL_WLOdICPQ3yCv0xmtLmqiYQZaWP4I6GjVZKbhRGQ4MBTz_CeAN8AikBUbzKgl-OE7mAAoLQ/s1600/EVL%25C4%25B0L%25C4%25B0KTE.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwFrOmjlIQDIvpmv6IveuntfpLJ5gWoPJZ5G0UgqX1mDJfkk6dJzjifq-iXiH-MvgMRRpL_WLOdICPQ3yCv0xmtLmqiYQZaWP4I6GjVZKbhRGQ4MBTz_CeAN8AikBUbzKgl-OE7mAAoLQ/s1600/EVL%25C4%25B0L%25C4%25B0KTE.jpg" /></a></div><br /> <span style="font-size: small;"><span style="font-size: medium;">Sekste ayıba yer yoktur<br /> “Cinsel sorun yaşayan kişi, çaresizliğe ve umutsuzluğa çok çabuk kapılarak, yaşamı kendine ve eşine zindan eder. Oysa; cinsel sorunların tedavisi mümkündür ve sonuçları oldukça başarılıdır. Üstelik tedavi süreci, diğer psikolojik sorunlara göre daha kısa sürüyor. Bu nedenle, bu tür sorunlar yaşayan kişilerin zaman geçirmeden terapiye başvurmaları son derece önemlidir.” Cinsellikte ayıp, yasak ve günah kavramlarına yer olmaması gerektiğini belirten Dr. Cem Keçe; cinselikle sınırları çiftin belirlemesi gerektiğini söylüyor: “Seks konusunda, her iki tarafın da kendilerine göre inanış, tutum ve düşünceleri olabilir. Birinin, cinsellikle ilgili istekleri diğerine garip ya da kötü gelebilir. Doğru olan; kişilerin bazı şeyleri eğer istiyorlarsa yapmalarıdır. Kimse kimseyi zorlamamalı ancak kişi partnerinin isteğine saygı duymalıdır.” Uzun süreli evliliklerde cinselliğin rutine dönüşmesinin normal olduğunu belirten Dr. Keçe, bunu aşmak için yapılabilecekleri şöyle özetliyor:<br /> </span></span><br /> <br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7nfyxhaAxhlDz6IRpiUkY0xuV48xUat_EXY_idvY9s2f6W-4ctvi5ON2Qoyt5OC6yeQy6DDgVMvfKuPpdjbRGB4wBJ-l_CMLeeiyGC7QLtH0QUvHPouT7qPoWUNFbgX1rqJlgSg4XmBU/s1600/EVL%25C4%25B0L%25C4%25B0KTEE.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7nfyxhaAxhlDz6IRpiUkY0xuV48xUat_EXY_idvY9s2f6W-4ctvi5ON2Qoyt5OC6yeQy6DDgVMvfKuPpdjbRGB4wBJ-l_CMLeeiyGC7QLtH0QUvHPouT7qPoWUNFbgX1rqJlgSg4XmBU/s1600/EVL%25C4%25B0L%25C4%25B0KTEE.jpg" /></a></div><span style="font-size: small;"><span style="font-size: medium;">Tatile çıkın<a class="enc-image" href="http://muzip.bloggum.com/resim/fantazi3.html" id="k650644" style="float: right; margin: 5px;" title="fantazi3"></a> <br /> <br /> “Çiftlere, birbirlerinden cinsel açıdan neler istedikleri ve beklediklerini konuşmalarını, yeni şeyler denemelerini, birbirlerine vakit ayırmalarını, cinselliği sadece yatak odasında değil evin farklı bölümlerinde de yaşamalarını öneriyoruz. Birlikte tatillere çıkmalarını, birbirlerinin bedenlerini keşfetmek için masaj ve sevişme ödevleri yapmalarını ve çeşitli fantaziler kurmalarını tavsiye ediyoruz.” Fantazilerin cinsel arzu ve coşkuyu artırmak için kurulan hayaller olduğunu belirten Dr. Keçe, evlilikte ve ilişkilerde fantazilerin önemli bir yeri olduğunu söylüyor ve çiftlere şu tavsiyelerde bulunuyor:<br /> </span></span><br /> <br /> <span style="font-size: small;"><span style="font-size: medium;">Ev ödevi veriliyor<br /> <br /> “Fantaziler; kişilerin üzerindeki baskıları azaltır ve daha kolay doyuma ulaşmalarını sağlar. Kişi, reddedilme kaygısı taşımadan, farklı durumları keşfedebilir. Fantaziler; cinsel isteği ve cinsel hazzı artırır. Cinsel yaşantıyı renklendirirek, boşanmaları ve aldatmaları azaltır. Bu nedenle fantaziler, cinsel terapilerde hastalara ev ödevi olarak verilmektedir.”</span></span><br /> meleklermekani.com

SIRADIŞI HABERLER Evlilikte fantaziler boşanmaları azaltır.

Mesela, evliliklerde ne gibi cinsel fanteziler uygulanmalı? Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği’nin Başkanı Dr. Cem Keçe, monotonlaşan bir seks ...

Devamı »

TÜRKLERİN POPOSU YERE YAKIN!

<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh68jiJKYTZ-P7ElXCYjy5YrmH90nZc7LKBShBjFuYY-2tutzPbiNuUuOvPLzO1MFDJiwmNCh55dB5yKnP3DXzyByIKEitp5OUdSNPGD8SOJeU6BS6b2iRj0IA8d8HHbxX3z-1TGXZlGD4/s1600/p3.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkqBo4XP4N-wSR-p4i9-wAM7gX12QOQqwyFyp_grD82Y3Zdi7lPCHvZ4DzRkrniYK6NDC98BZj0Hug99CcsTntX4wFWsuCF8mgynKjAEdzGE-A3b-W3a3KzE81-ln4SR90Orx2_ZI492w/s1600/p1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkqBo4XP4N-wSR-p4i9-wAM7gX12QOQqwyFyp_grD82Y3Zdi7lPCHvZ4DzRkrniYK6NDC98BZj0Hug99CcsTntX4wFWsuCF8mgynKjAEdzGE-A3b-W3a3KzE81-ln4SR90Orx2_ZI492w/s320/p1.jpg" width="320" /></a>On sekiz yıllık meslek hayatımda onunla dönem  dönem bir araya geldim. estetik ama doğal-<br /> İlk başta resmi, daha sonralarıysa samimi bir hal alan sohbetlerimizde ana konumuz, tabii ki estetik ve kadınlardı. Geçtiğimiz günlerde kendisiyle Etiler Cellest'te buluştuk ve dergilerde sıkça gördüğümüz kadınlardan ve yaptırdıkları estetik operasyonlardan konuştuk. Doğal olarak bahsettiğimiz isimler bu yazıda geçmeyecek ve gizli tutulacak. Op. Dr.<br /> Osman Oymak, bu sohbetimizde birçok estetikçinin dile getirmekten çekindiği noktalara değindi. İşte sıcak ve samimi geçen sohbetimizde öne çıkanlar.<br /> <br /> <br /> <br /> TÜRKLERİN POPOSU YERE YAKIN!<br /> <br /> <br /> Plastik ve rekonstrüktif cerrah Osman Oymak, öncelikle son dönem bütün kadınların aym tarzda ve aynı estetikçinin elinden çıkmış gibi boy göstermesine değindi. Ona göre, medya korkunç bir güç.<br /> Nedenini de bütün içtenliğiyle şöyle açıklıyor: "Çünkü medya, 'Şu kişi veya bu kişi gibi olmak lazım' estetik ama doğal-1tarzında bir kalıp ortaya sunuyor. Sonuç olarak da hastalar ellerinde dergilerden, oradan-buradan kestikleri resimlerle geliyorlar ve o kişiler gibi olmak istiyorlar. Ama şöyle bir gerçek de var ki, 1.40 cm. boyundaki bir kadın da Elle Macpherson gibi görüntüye kavuşmak istememeli! Veya 98 kg. olup da, bilmem kimin baklavalı  karnına sahip olmak istemek de garip. Bir de unutmamak gerekir ki, biz Türküz ve Türklerin vücut yapısı belli. Bunu sürekli söylediğim için beni ırkçılıkla suçlayanlar oluyor ama ortada yadsınamaz bir gerçek var: Türklerin poposu yere yakın ve bu konuda kendimi rahatlıkla örnek gösterebiliyorum. <br /> <br /> Ömrüm boyunca yabancı arkadaşlarımla kayağa gittim. Herkes birbirinin pantolonunu giydi ama aym boy ve yapıda olmamıza rağmen ben hiçbirininkini giyemedim, hepsi bana uzun geldi. Çünkü benim popom daha yere yakın." Osman Oymak şöyle devam ediyor: "Kalkıp elinde başka ırklara, memleketlere ait resimlerle geldiğin zaman, olmuyor. Bu verdiğim sadece bir örnek, buna cilt rengi ve yapısı gibi farklılıkları da eklemek gerekiyor. estetik ama doğal-2<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNcDXJHHxPrG32IyZ7pokMsYml6d_blNW41sjaF6PPn92X2vGDF20lSqC7qt9JBL2s7aqcyDHD1luwOnyx4AgT44jV8gDPN3OZABKE2J70xN9TxAw_EKWE8hGI3bIhT7tYyhwMZl1QQF8/s1600/p2.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNcDXJHHxPrG32IyZ7pokMsYml6d_blNW41sjaF6PPn92X2vGDF20lSqC7qt9JBL2s7aqcyDHD1luwOnyx4AgT44jV8gDPN3OZABKE2J70xN9TxAw_EKWE8hGI3bIhT7tYyhwMZl1QQF8/s320/p2.jpg" width="260" /></a><br /> Biri gibi olmak istemekte bir terslik yok. Önemli olan eldeki malzemeyi bilip ona yakın bir hale gelebilmek. Eğer birebir aynı görünüme kavuşturmak mümkün olsaydı, zaten o en beğenilen inşam klonlarlar veya kopyalarını yaparlardı<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNcDXJHHxPrG32IyZ7pokMsYml6d_blNW41sjaF6PPn92X2vGDF20lSqC7qt9JBL2s7aqcyDHD1luwOnyx4AgT44jV8gDPN3OZABKE2J70xN9TxAw_EKWE8hGI3bIhT7tYyhwMZl1QQF8/s1600/p2.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"></a>.<br /> <br /> İnsanlara, herkesin istediği gibi olamayacağını anlatmak gerçekten çok zor. Kozmetik cerrahinin şöyle bir lüksü var: Hiç hata yapmaman gerekiyor. Bu da şu demek: Ancak seneler geçecek ki, bir teknik üzerinde yoğunlaşacaksın ve hata yapmayacaksın. Bu tekniğin dışına da, mümkün olduğu kadar çıkmayacaksın. Tabii yurt dışında iki-üç tekniği bir arada geliştiren doktorlar, estetik açıdan daha başarılı olarak kabul görüyor. Halbuki teknik konusunda aynı şeyi söylemek mümkün değil; doktorun hayata bakış açısı bu  aşamada devreye giriyor ve büyük önem taşıyor. Hintli bir doktor düşün, hayatında gördüğü en güzel kadın kendi ülkesinden bir sanatçıysa, o doktorun perspektifi bir yere kadar olur. Üstüne basa basa söylüyorum: Dışarıyı da takip etmenin yanı sıra, hayat tarzının farklı olması çok önemli. Kendisi için en önemli şey 'Çocuk k..ası renginde ayakkabısını giyip Papermoon'da yemek yemek' olan bir estetikçinin, bluejean giyen bir kadım anlayabilmesi ve onu güzel bulması biraz zor. İyi bir estetikçi mutlaka kendini geliştirmeli."<br /> <br /> ASIL ÖNEMLİ OLAN, DOĞALLIK<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh68jiJKYTZ-P7ElXCYjy5YrmH90nZc7LKBShBjFuYY-2tutzPbiNuUuOvPLzO1MFDJiwmNCh55dB5yKnP3DXzyByIKEitp5OUdSNPGD8SOJeU6BS6b2iRj0IA8d8HHbxX3z-1TGXZlGD4/s1600/p3.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh68jiJKYTZ-P7ElXCYjy5YrmH90nZc7LKBShBjFuYY-2tutzPbiNuUuOvPLzO1MFDJiwmNCh55dB5yKnP3DXzyByIKEitp5OUdSNPGD8SOJeU6BS6b2iRj0IA8d8HHbxX3z-1TGXZlGD4/s320/p3.jpg" width="284" /></a><br /> <br /> <br /> <br /> "Teknik ve estetik gerçekten çok farklı şeyler. Çok iyi ameliyat yapabilirsin ama estetik açıdan kötü olabilirsin. Esasında karşılığı estetik ama doğal-3 olmayan şeylerden bahsediyoruz. Natürel olmanın karşılığı yok ve yapüğın işin natürel olması için de, bu konuda çalışmış olman, uğraşman gerekiyor. Yüzdeki herhangi bir kırışıklığı yok etmek amaç olmamalı. Amaç, natürelliği koruyup, doğallık sınırları içinde ne kadar az kırışıklık bırakabilirim diye hesaplamaktır. Bu, benim doğru bulduğum mantık.<br /> Çok üzülerek söylüyorum ki, bunu isteyen ve dile getiren hasta sayısı azalıyor.<br /> Çünkü doğal olmayan, doğalmış gibi kabul görüyor.<br /> <br /> <br /> <br /> Elle Aylık/Dergi      

SIRADIŞI HABERLER TÜRKLERİN POPOSU YERE YAKIN!

On sekiz yıllık meslek hayatımda onunla dönem  dönem bir araya geldim. estetik ama doğal- İlk başta resmi, daha sonralarıysa samimi bir hal...

Devamı »

ARZU ARAYIŞLARI

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5NbmrPExGWdGbeXh8nZDFrFKUYl1t0DOvVkXX-qhX-CPTQtBQa5cWrewRDy-q5cjFOrrisuoNEftzxlnLwq6HF1ghUtCwBKcLX8mUh_28f_6wrNH2y9QYbzItVSyN2yomvc1AYRppFX8/s1600/AR5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><br /> </a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghgCj_nnx5RpbVRrun4bm2EKiNMLai5C2atjmIzxtu-rxoNc450OeLF-Mp_qlhbktCjo5HlCAb42sebbabeFJpR9g8bZsH_hH7sQdrI7Y_dnadfGGiRcfhoZ6ryXng7XP0eYUtChTpVxo/s1600/AR3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><br /> </a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizCQoBKz1cneZLN1Ajgh1dXo1Mk3GTycFTz9oNVFaqunfYHKjFlxfGexR7i2yfsUp0ekoEC4s9tqaOXsdmZ1ZOh6q1g1RNJPzhLHYyj2xCQFa6ao4DCIVplDdPNZTCKWrtb-HPng04SZ8/s1600/AR4.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizCQoBKz1cneZLN1Ajgh1dXo1Mk3GTycFTz9oNVFaqunfYHKjFlxfGexR7i2yfsUp0ekoEC4s9tqaOXsdmZ1ZOh6q1g1RNJPzhLHYyj2xCQFa6ao4DCIVplDdPNZTCKWrtb-HPng04SZ8/s1600/AR4.jpg" /></a></div><span style="font-size: small;">Kadınlar (ve ilaç şirketleri) uzun bir süreden beri cinsel arzuyu ateşlemenin yollarını araştırıyorlar. Yarışın Kızıştığı şu günlerde, Alexis Jetter, bir kadın Viagrası için yapılan tartışmalı arayışı sorguluyor. </span><span style="font-size: small;"></span><br /> <span style="font-size: small;"></span><br /> <span style="font-size: small;">Tarih Sevgililer Günü 2012. Sevgiliniz çoktan yatağa girmiş, size göz kırpıyor. Ama son zamanlardaki pek çok benzer gece gibi sizin seks yapmaya niyetiniz yok. en azından küçük bir yardım almadan. Yavaşça banyoya gidip seçenekleri değerlendiriyorsunuz. <br /> Orgasmatron'un uzaktan kumandası en alt çekmecede. Fena bir fikir değil: Çalıştırın, derecesini ayarlayın ve omurganızın alt kısmına yerleştirilmiş olan elektronlar gerisini halletsin. Ama kalçanıza yerleştirilmiş pilin fazla ısınması ihtimalinden endişe ediyorsanız sizin aklınızdaki ateşlilik, böyle bir fazla ısınma değil. Ecza dolabını açarak zekice isimlendirilmiş LibiGel'i çıkarıyorsunuz. Sadece bezelye büyüklüğündeki bir damla testosteron hormonu jelinin kolunuzun üst kısmına her gün sürülmesi sizi istediğiniz ruh haline geçirmeye yetebilir. Ama hormon terapisi riski sizi durak satıyor. </span><br /> <span style="font-size: small;"><br /> Ayrıca, vücudunuzda yeterli miktarda testosteron zaten kol geziyor. Aşk iğnesi bir başka seçenek. Saatler süren zevkli uyarılma vaat eden sentetik peptit bremelanotid'in derialtı şırıngasına bir göz atıyorsunuz. Gerçekleri kabul edelim, seks için iğne yapmak garip bir duygu. </span><br /> <span style="font-size: small;"><a class="enc-image" href="http://muzip.bloggum.com/resim/arzu-arayisi-1.html" id="k650674" style="float: right; margin: 5px;" title="arzu arayışı-1"></a></span><br /> <span style="font-size: small;">Karar zamanı. En üst rafta duran Flibanserin tabletin küçük şişesini kapıyorsunuz. Bu antidepresan. deney aşamasındayken araştırmaya katılan kadınların (ve erkeklerin), hâlâ depresif olmalarına rağmen. <br /> kendilerini daha seksi hissettiklerini belirtene kadar başarısız kabul ediliyordu. Şirket araştırmacıları dahi. Flibanserin'in beyin kimyasını nasıl olup da arzuyu artıracak şekilde değiştirdiğini tam olarak anlamadıklarını kabul ediyorlar. Ama vakit daralıyor. Hapı alıyor ve şansınıza güveniyorsunuz. </span><br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPVvmj2iMj0bjlkNUqhaDBADi7mgKkToOd3NNDuMXZLpDTgbZBhOXUsaZpC9Zg-PKKH_ZHRm1HNr6iOX6VFWtZK9e0Ed_SdZWaoEPG2ekpdQJTGQBpcUhwcmUKRQfjn97p2uCzjm1IYFk/s1600/AR1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPVvmj2iMj0bjlkNUqhaDBADi7mgKkToOd3NNDuMXZLpDTgbZBhOXUsaZpC9Zg-PKKH_ZHRm1HNr6iOX6VFWtZK9e0Ed_SdZWaoEPG2ekpdQJTGQBpcUhwcmUKRQfjn97p2uCzjm1IYFk/s1600/AR1.jpg" /></a></div><span style="font-size: small;"> <br /> Hafif pornoyu. vibratörleri ve Marvin Gaye'i unutun. Kadınların cinsel problemlerine yakın zamanda hap.jel. iğne ya da kimyasallar yoluyla çare bulunacak. Bu yolların hepsi gerçekleşme aşamasında. ABD Yiyecek ve İlaç Denetleme Kurumu FDA'den onay bekliyor. Ve hepsi de. bazı seks terapistleri ve ilaç şirketlerinin daha sık oranda psikiyatrik hastalık olarak adlandırdıkları bir duruma, kadın cinsel fonksiyon bozukluklarına çözüm getirmeyi amaçlıyorlar. <br /> Pembe Viagra yok Kadınlardaki libido düşüşünün tıbbi bir sorun mu yoksa sadece yoğun iş. çocuk büyütme ya da yıpranmış bir ilişkinin sonucu mu olduğu psikiyatristler ve endokrinolojistler arasında tartışma konusu. <br /> Kadınlardaki cinsel isteksizliğin nasıl tedavi edileceği konusu bir başka hassas nokta. Kadınlar için Viagra yok. "Pembe" Viagra bir yanlış adlandırma. Sertleşme problemlerine deva olan ilaç isteği artırmıyor, sadece erkeklerin fonksiyon bozukluklarını düzeltiyor. Viagra bazı kadınlarda orgazma ulaşmayı sağlayabilir ama. ancak libidolarının tam anlamıyla çalışması kaydıyla. <br /> Kadınların seks ilaçları pazarındaki payı çok düşük. Bölgesel uygulanan kremler, bitkisel yağlar ve yararlı otlardan yapılan bazı gıda takviyeleri. <br /> jenital bölgelerdeki duyarlılığı artırmaya yarayabilir. Ama FDA bu tür ilaçları sıkı şekilde kontrol altında tutmadığından, ne kadar işe yaradıkları tam olarak bilinmiyor. Konuya el atan doktorlar, kadınlara, henüz onaylanmamış yüksek dozlu -ve risk potansiyeli fazla olan- testosteron içeren ilaçlar, kremler, jel ve merhemler için yılda yaklaşık 2 milyon civarında reçete yazmaya başladılar. Ama şu anda kadınlar için FDA tarafından onaylanmış bir cinsellik ilacı yok. İlaç şirketleri ve cihaz imal eden kuruluşlar, henüz el atılmamış olan 52 milyar ile 54 milyar dolar arasında bir satış getirmesi beklenen kadın cinsel istek pazarından para kazanmak için yıllardan beri çekişiyorlar</span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVuVjrqOd5KImA9pig1lKtOLwUru50WE_Vnc37J65S4iJ1IyT3HArjMJ97OcCAu1YVnMFFUgpRoPZdI0OOSef_3VQ2t-El2SwUm2hSjZNR1Kua0XAj_pG4n1HxodnPbAMPXgQ8ex_eTOY/s1600/AR6.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVuVjrqOd5KImA9pig1lKtOLwUru50WE_Vnc37J65S4iJ1IyT3HArjMJ97OcCAu1YVnMFFUgpRoPZdI0OOSef_3VQ2t-El2SwUm2hSjZNR1Kua0XAj_pG4n1HxodnPbAMPXgQ8ex_eTOY/s1600/AR6.jpg" /></a><span style="font-size: small;">. </span><br /> <span style="font-size: small;"><br /> Bu kazanç olasılığı. Amerikan yaratıcılığının hızını, daha önce hiçbir şekilde hayal edilemeyecek şekilde artırdı. Orgazm olmada zorluk mu çekiyorsunuz? Bir mucidin "anatomik aşk tekerleği" diye isimlendirdiği deri altına yerleştirilen pille çalışan Orgasmatron bel kemiği uyarıcısı -şimdilik sadece dokuz günlük bir deneme versiyonu var- sadece birkaç yıl içinde tam anlamıyla kullanılır duruma gelecek. Doktor Stuart Meloy yaptığı küçük araştırmasındaki 11 kadından dördünün bu araç yoluyla orgazm olduğunu söylüyor. Başka kişileri de, uzun süreli kullanım garantisi olmayan bu araca 12 bin dolar harcamaya ikna etmeyi umuyor. </span><span style="font-size: small;"><a class="enc-image" href="http://muzip.bloggum.com/resim/arzu-arayisi-2.html" id="k650675" style="float: right; margin: 5px;" title="arzu arayışı-2"></a></span><br /> <span style="font-size: small;">Bremelanotide -uyarı enjeksiyonu- ilk kez afrodizyak burun spreyi olarak piyasaya çıkarıldığında büyük bir fırtına kopardı. Ama sprey ilk denemelerde kan basıncını artırdığından üretimi durduruldu. </span><br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVuVjrqOd5KImA9pig1lKtOLwUru50WE_Vnc37J65S4iJ1IyT3HArjMJ97OcCAu1YVnMFFUgpRoPZdI0OOSef_3VQ2t-El2SwUm2hSjZNR1Kua0XAj_pG4n1HxodnPbAMPXgQ8ex_eTOY/s1600/AR6.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /> </a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_eB4C9d4gzPB031aWl12zH_0FhHrQ6gGFm98cJSEeeRruSVdO_deGrGfu_z8OFcEodWuCaN2IzFA_YrcuVYENV76Vtk3ifO3XcyXNLhjSIWouT97gYWvJkkSsu31U9aeRi5hlY5rJP0A/s1600/AR2.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /> </a></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5NbmrPExGWdGbeXh8nZDFrFKUYl1t0DOvVkXX-qhX-CPTQtBQa5cWrewRDy-q5cjFOrrisuoNEftzxlnLwq6HF1ghUtCwBKcLX8mUh_28f_6wrNH2y9QYbzItVSyN2yomvc1AYRppFX8/s1600/AR5.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5NbmrPExGWdGbeXh8nZDFrFKUYl1t0DOvVkXX-qhX-CPTQtBQa5cWrewRDy-q5cjFOrrisuoNEftzxlnLwq6HF1ghUtCwBKcLX8mUh_28f_6wrNH2y9QYbzItVSyN2yomvc1AYRppFX8/s1600/AR5.jpg" /></a><span style="font-size: small;"><br /> Hipodermik versiyonu bu problemi ortadan kaldırıyor gibi duruyor, ancak testler hâlâ devam ediyor. Daha ilginç bir afrodizyakın yakında kadınlara ulaşma ihtimali var. İki farklı şirket, kadınların en çok bilinen cinsel şikayeti olan. psikiyatristlerin HSDD (Hypoactive Sexual Desire Disorder/Düşük Cinsel Arzu Sorunu) dedikleri endişe verici derecede düşük libido için ilk reçeteli ilacı geliştirmek için yarışıyor. Geçtiğimiz aylarda LibiGel ve Flibanserin üreticileri, kadın beyninde libidoyu kontrol eden sinir merkezini uyarmanın yollarını bulduklarını ortaya attılar. İlaçların ne kadar etkili oldukları şuanda açık değil. Alman ilaç devi Boehringer Ingelheim. bin civarında kadınla altı ay boyunca yaptığı araştırma sonunda, günlük 100 miligramlıkFlibanserin'in. ınenapoz öncesi dönemdeki kadınlara plaseboya kıyasla 0.8 daha fazla "cinsel umden doytıı ucudcne\ im" sağladığını geçtiğimiz kasım ayında açıkladı</span><span style="font-size: small;">. <br /> Boehringer Ingelheim yetkilileri. Klibanserin'in ilk olarak menapoz öncesi kadınlara sunulacağını, daha sonra da potansiyel olarak bütün kadınlar için satışa çıkarılacağını söylüyorlar. LibiGel. testosteron derecesi düşen menapoz öncesi grubu hedefliyor. "Eğer testosteron seviyeniz yüksekse ve biz de buna biraz daha katkıda bulunursak, bu durum bazı sorunlar ortaya çıkarabilir" diye uyarıda bulunuyor BioSante'nin CEO'su Stepnen Simes. Ama onay alması durumunda jel. genç kadınlara da reçetesiz olarak verilebilecek. <br /> Bazı uzmanlar ise, arzu uyandıran ilaçların kullanılmasının gerekliliğini sorguluyorlar. <br /> Tlasebo etkisi gerçekten çok yüksek" diyor, kadın cinsel isteğinin hastalık haline getirilmesi diye adlandırdığı bu duruma karşı çıkan New York Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde psikolog olan Leonore Tiefer. "Asıl araştırmamız gereken konu bu. Neden birçok kadının cinsel yaşamı plasebo aldıklarında düzeliyor?" "Viagra gibi, cinsel ilişkiden bir saat önce alacağınız ve eğer kullanamazsanız kutusunu bir kenara atacağınız bir şey değil" diye ekliyor Tiefer. "Bu çok güçlü steoridi. sistemik bir etki göstermesi için aylar boyunca almak zorundasınız. Ayrıca Flibanserin üreticileri, ilacın nasıl etki yaptığına dair hiçbir fikirleri olmadığını tekrarlıyorlar. Bu bana korkunç bir durum olarak gözüküyor." <br /> <br /> <br /> <strong>Acı çeken kadınlar</strong></span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_eB4C9d4gzPB031aWl12zH_0FhHrQ6gGFm98cJSEeeRruSVdO_deGrGfu_z8OFcEodWuCaN2IzFA_YrcuVYENV76Vtk3ifO3XcyXNLhjSIWouT97gYWvJkkSsu31U9aeRi5hlY5rJP0A/s1600/AR2.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_eB4C9d4gzPB031aWl12zH_0FhHrQ6gGFm98cJSEeeRruSVdO_deGrGfu_z8OFcEodWuCaN2IzFA_YrcuVYENV76Vtk3ifO3XcyXNLhjSIWouT97gYWvJkkSsu31U9aeRi5hlY5rJP0A/s1600/AR2.jpg" /></a><span style="font-size: small;"><strong> </strong><br /> <a class="enc-image" href="http://muzip.bloggum.com/resim/arzu-arayisi-3.html" id="k650676" style="float: right; margin: 5px;" title="arzu arayışı-3"></a> <br /> Hem LibiGel hem de Flibanserin üzerinde endüstri destekli araştırmalar yapan Virginia Üniversitesi psikiyatristi Anita Clayton de Flibanserinin beyin üzerindeki etkilerinin ancak bir bölümünün anlaşılabildigini kabul ediyor. "Büyük olasılıkla serotoninin cinsel istek üzerindeki baskısını serbest bırakıyor." Ama diyor, bu durum kadınların kendilerine fayda sağlayacak bir ilacı almalarına engel olmamalı. "Doğrusunu söylemek gerekirse, bir psikiyatrist olarak acı çeken kadınlar görüyorum ve biz de onları bu durumdan kurtarmak için bir şeyler yapmalıyız." Bazı kadınların ısrara ihtiyaçları yok. Cinsel isteği dibe vuran Illinois, Oak Park'lı öğretmen Cheryl Nevvman, LibiGel'in klinik deneylerine katılmaya karar vermiş. "Genelde işi başlatan kişiyken, ne yapmak istiyorsun, biz zaten onu bir ay önce yapmamış mıydık, durumuna düştüm. Ne benim için ne de kocam için hoş bir durum değildi" diyor. <br /> Nevvman. Araştırmada geçen bir buçuk yılın ardından -plasebo mu. yoksa gerçek ilacı mı aldığını bilmiyor- belirgin bir şekilde kendisini daha seksi hissettiğini söylüyor. <br /> Kadınlarda testosteron kullanımının lider araştırmacılarından -ve güçlü savunucularından- olan Avustralya'nın Monash Üniversitesi Tıp Fakültesi endokrinolojistlerinden Susan Davis. hormonun reçete yazdığı kadınların yüzde 60'ında işe yaradığını söylüyor. "Daha canlı olduklarını söylüyorlar. </span><br /> <span style="font-size: small;"><br /> Sihirlerini tekrar geri kazanıyorlar." Ancak Davis, testosteronun kötü bir yan etkisi olduğunu da kabul ediyor. 2004'te FDA tarafından reddedilen karna yapıştırılan testosteron bantlarına dair kendi yaptığı araştırma. <br /> bandı kullanan 534 kadın içinde 4göğüs kanseri vakasının olduğunu, buna karşılık plasebo alan grupta kansere rastlanmadığını ortaya çıkardı. Bir yıl süren güvenirlik araştırmalarının sonucunda, gelecek yıl LibiGel'e izin almak için FDA'ya başvurmayı planlayan BioSante. ilaca yeşil ışık yakılması durumunda 3 bin sayısına ulaşıncaya kadar gelecek dört yıl boyunca kadınlar üzerinde test yapmaya devanı edeceği sözü verdi.</span><br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghgCj_nnx5RpbVRrun4bm2EKiNMLai5C2atjmIzxtu-rxoNc450OeLF-Mp_qlhbktCjo5HlCAb42sebbabeFJpR9g8bZsH_hH7sQdrI7Y_dnadfGGiRcfhoZ6ryXng7XP0eYUtChTpVxo/s1600/AR3.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /> </a></div><span style="font-size: small;"> <a class="enc-image" href="http://muzip.bloggum.com/resim/arzu-arayislari-5.html" id="k650678" style="float: right; margin: 5px;" title="arzu arayışları-5"></a> <br /> Ama Cleveland Kliniği'nde Kalp ve Damar I lastalıkları Bilim Dalı Direktörü Steve Nissen. ne LibiGel ne de Flibanserin'in ileride meydana gelebilecek yan etkileri hakkında yeterli bilgi bulunmadığını vurguluyor. <br /> Özellikle de testosteron konusunda ve kadınların 20'li ve 30'lu yaşlarında bu hormonu kullanmaya başlayıp, yıllarca devam etmelerinden endişeli. </span><br /> <span style="font-size: small;"><br /> "Biliyoruz ki kadınların hormonlarıyla oynamak iyi sonuçlar doğurmuyor" diyen Nissen. kanserin tek endişe edilecek konu olmadığını ilave ediyor. </span><br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghgCj_nnx5RpbVRrun4bm2EKiNMLai5C2atjmIzxtu-rxoNc450OeLF-Mp_qlhbktCjo5HlCAb42sebbabeFJpR9g8bZsH_hH7sQdrI7Y_dnadfGGiRcfhoZ6ryXng7XP0eYUtChTpVxo/s1600/AR3.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghgCj_nnx5RpbVRrun4bm2EKiNMLai5C2atjmIzxtu-rxoNc450OeLF-Mp_qlhbktCjo5HlCAb42sebbabeFJpR9g8bZsH_hH7sQdrI7Y_dnadfGGiRcfhoZ6ryXng7XP0eYUtChTpVxo/s1600/AR3.jpg" /></a></div><span style="font-size: small;"><br /> Ağızdan alınan testosteronun karaciğere zarar verme ve iyi kolesterol düzeyini düşürme etkisi var. Kadınlara testosteron verdiğimizde kalp hastalıkları konusunda erkeklerin yolunu izlemelerine sebep oluyoruz. <br /> Sonuç olarak kadınlar, libido arayışlarını yanlış yerlerde yapıyorlar." Kadınların cinsel problemlerine çare bulmak için yapılan ilaç. alet ve ameliyatların kapalı kapılar ardındaki yüzünü gözler önüne seren etkileyici bir yeni belgesel olan Orgasm incele verilen mesaj da bu. Liz Canner tarafından yönetilen film. kadınların medyanın dayatması yoluyla cinsel sorunlar konusunda yönlendirildiği, belki de ihtiyaçları olmayan ve onlara zarar verebilecek ilaçları kullanmaya itildiklerini öne sürüyor. <a class="enc-image" href="http://muzip.bloggum.com/resim/arzu-arayislari-4.html" id="k650677" style="float: right; margin: 5px;" title="arzu arayışları-4"></a> </span><br /> <span style="font-size: small;"><br /> Hoş bir güneyli kadın olan Charletta. cinsel ilişki sırasında kocasıyla aynı anda orgazm olmadığı için duyduğu utançtan bahsediyor. "Normal olmamak bir yana. ben bir hastayım. Çok kötü bir duygu bu." Kamera kadının yüzünü yakalamaya çalışırken Orgasmatron'un mucidi Stuart Meloy kadının beline elektrot teli sokmaya ve bel kemiğine bağlamaya hazırlanıyor. "Kadın cinsel fonksiyonsuzluğu, belki de yüzde 83 oranında mevcut" diyor. Meloy kadına. "Orgazma ulaşamamak da bunun bir sonucu." Etkilendiği açıkça görülen Charletta. kafasını sallıyor. "O zaman kadınlar için bu alet gerçek bir ihtiyaç." Orgasmatron. Charletta'ya bir fayda sağlamadı. Sadece sol bacağını uyarmayı başarmasının ardından elektrotları çıkarttı. Hayal kırıklığına uğradığını, ama kaderine razı olduğunu söylüyor. Evine geri döndüğünde, hiçbir orgazm problemi olmadığını rahatlıkla açıklıyor: "Orgazm oluyorum, Ama bu, iki kişinin ilişki kurduğu ve birlikte orgazm olduğu normal bir durum değil." Filmin yönetmeni kamera arkasından Charletta'ya kadınların yüzde 70'inin orgazma ulaşmak için klitoris uyarısına ihtiyacı olduğunu söyleyince Charletta kahkahayı patlatıyor. "Neyin normal olduğunu artık bilmiyorum. Beni alt üst ettiniz. Bu da çok harika, çünkü benim için yeni bir başlangıç demek."<br /> <br /> <br /> "Gerçek şu ki, Düşük Cinsel Arzu Sorunu'ndan muzdarıp olan kişiler genellikle farklı problemlere <br /> sahipler ve ilaç da her zaman buna verilecek cevap değil." <br /> <br /> <br /> <br /> <br /> Vogue Aylık/Dergi            </span>

SIRADIŞI HABERLER ARZU ARAYIŞLARI

Kadınlar (ve ilaç şirketleri) uzun bir süreden beri cinsel arzuyu ateşlemenin yollarını araştırıyorlar. Yarışın Kızıştığı şu günlerde, A...

Devamı »

HEPSİNİ YAKTILAR :((

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAcmpfLy3G22_NPi9r4anGaHw5iX13X9Gl9akDS_rCyeU1Ou2sb90XSUt4gFsCQzZUZDNUkvAr2ZBdsAHF2gbwK13fkyYewYm_2m1jNVBQlHz-6zLxQimU2CRwtujfJEc276oEJlEkKu8/s1600/HEP.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAcmpfLy3G22_NPi9r4anGaHw5iX13X9Gl9akDS_rCyeU1Ou2sb90XSUt4gFsCQzZUZDNUkvAr2ZBdsAHF2gbwK13fkyYewYm_2m1jNVBQlHz-6zLxQimU2CRwtujfJEc276oEJlEkKu8/s320/HEP.jpg" width="296" /></a></div><br /> HEPSİNİ YAKTLAR Çin'in, Tibet'in kuzey batı kesimindeki Jiegu kentinde depremde ölen 700 kişinin cesedi dini bir törenle yakıldı .<br /> <br /> ÇİN'in Tibet sınırı yakınlarında bulunan ve 7.1 şiddetindeki depremden en ağır etkilenen Jiegu kentinde,<br /> <br /> Tibetli rahipler tarafından kutsanan 700 ceset, bir çukurda ateşe verildi. Şişmeye başlayan ve etrafa ağır kokular yayan cesetler, önce çırılçıplak soyuldu.<br /> <br /> <br /> ÜST ÜSTE DİZİLDİLER Bir çukura doldurulan cesetler, daha sonra yakıldı. Olü yakınları da bir tepeden izledi.<br /> Ardından; ölülerin yakınlarının gözyaşları döktüğü thepsini yaktılar-cro örende, salgın hastalıkların da önüne geçilebilmesi için, üst üste dizilen cesetler yakıldı.<br /> <br /> <br /> Depremde ölü sayısının bin 144, yaralıların ise 11 bin 744 olduğu açıklandı. 417 kişinin ise halen kayıp.<br /> <br /> Güneş 

SIRADIŞI HABERLER HEPSİNİ YAKTILAR :((

HEPSİNİ YAKTLAR Çin'in, Tibet'in kuzey batı kesimindeki Jiegu kentinde depremde ölen 700 kişinin cesedi dini bir törenle yakıldı . ...

Devamı »

Ağrı ve Seks

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgepltCkraWFAzgGJtWsxgfvOMLXCwPqOlELkvmEkMkz5zgX7AsedBKAJ_8pL_rsBRILeJDXwNhDRTUnm-belbpB7FIVgoUDK8S8LKCxxjONiN3KRn2cvfsXxywzhpwMCQt6ZTxMmv0Nt4/s1600/ag2.gif" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgd4rN_xKV6Rgm7Q6yR2B89Loh-DL2dcE4WU7GTT_GrGiK91Lt3DHfdyXVtyUrjWbKjFQgnSHTHkjmEzpt-s0nZ3BrO773EFm6c5LgBnwHAweI0jkZ74UIXztfSSev7qNyE4oMWLsADLAU/s1600/ag3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgepltCkraWFAzgGJtWsxgfvOMLXCwPqOlELkvmEkMkz5zgX7AsedBKAJ_8pL_rsBRILeJDXwNhDRTUnm-belbpB7FIVgoUDK8S8LKCxxjONiN3KRn2cvfsXxywzhpwMCQt6ZTxMmv0Nt4/s1600/ag2.gif" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgepltCkraWFAzgGJtWsxgfvOMLXCwPqOlELkvmEkMkz5zgX7AsedBKAJ_8pL_rsBRILeJDXwNhDRTUnm-belbpB7FIVgoUDK8S8LKCxxjONiN3KRn2cvfsXxywzhpwMCQt6ZTxMmv0Nt4/s1600/ag2.gif" /></a>Seks, normal ve sağlıklı bir ilişkinin en önemli parçasıdır. Bel ve boyun ağrısı olanlarda "seks hayatı" ciddi anlamda kısıtlanabilmektedir. Ancak "ağrı" asla sekse engel değildir. Belli kurallara uyarak normal seks aktivitesi güvenle sürdürülebilmektedir.<br /> <br /> Seksüel aktivitedeki problemler 3 kısımda incelenebilir.<br /> <br /> Birincisi belki de en önemlisi seksin duygusal ve psikolojik boyutudur. Depresyon, sinirlilik, hayal kırıklığı, zihin yoğunluğu seksten zevk almayı zorlaştırır.<br /> <br /> Seksin ikinci kısmı fizyolojik ve anatomik bütünlük'tür. Beyinden seksüel organlara kadar giden sinir bağlantılarının tam, hormonal aktivitenin düzenli ve cinsel organların yeterli kan akımına sahip olması gereklidir. Diyabet, hormonal bozukluklar, kalp ve damar hastalıkları, prostat, omurilik ve sinir basıları, gerilmiş omurilik sendromu bu bütünlüğü etkileyebilmektedir.<br /> <br /> Üçüncü kısımda anatomik, fizyolojik ve isteksel bir engel yok iken, salt boyun ve bel ağrısı sebebiyle kişi seksten uzaklaşabilmektedir. Özellikle seks esnasında bazı durumlar omurgadaki ağrıyı artırarak, hekime yol gösterebilir. Öncelikle oturduğunuz veya eğildiğinizde beliniz ve bacaklarınız ağrıyor, yatarken ise rahat ediyorsanız, bu bel incinmesi veya sinir basısı lehinedir. Ayakta kaldığınızda, hareketle bel ve bacak ağrısı artıyor, otururken veya uzanırken ağrı geçiyorsa öncelikle omurga daralması, faset ağrısı, yumuşak doku hastalığı ve artrit düşünülmelidir.<br /> <br /> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBhxiM2ejwXEF_VbFRCovU4_BOMvocuz_A25F8vvFT_rem3pMOjvtoceJaG6Nyubpqp2weg3x-ACJhtMNTnG8hMHK4frBu9VxspvpD2QT2ciiONpquaI15dDimbkJP3QIssP7Gqwdqj70/s1600/ag1.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBhxiM2ejwXEF_VbFRCovU4_BOMvocuz_A25F8vvFT_rem3pMOjvtoceJaG6Nyubpqp2weg3x-ACJhtMNTnG8hMHK4frBu9VxspvpD2QT2ciiONpquaI15dDimbkJP3QIssP7Gqwdqj70/s200/ag1.jpg" width="200" /></a>Boyunun geriye doğru atılması, sıkışması ve yanlış şekilde uyuya kalma sonrası; el ve kollarda uyuşma, hissizlik ve kuvvetsizlik ciddi omurilik ve sinir basısının habercisi olabilmektedir.<br /> <br /> Ağrısız seks için sıcak bir banyo ile işe başlamak idealdir. Ilık, yumuşak bir masaj daima iyi cevap verir. Masaj ağrıyı azaltır, kasları ve beyni gevşetir, arzuyu arttırır.<br /> <br /> <br /> <br /> <br /> Konforu arttıracak ve ağrıyı engelleyecek bazı önerilere dikkat edilmelidir. Seks esnasındaki hareketlerin bele ve boyuna aşırı yük yüklemeden, nazik ve biyomekanik kurallara uygun olmasına özen gösterilmelidir. Ağrıyı artırıcı davranışlardan kaçınılmalı ve aralıklarla<br /> gevşemeye önem verilmelidir. Ağrı tüm tedbirlere rağmen artıyorsa, zorlamadan, ısrarcı olmadan mutlaka doktora danışılmalıdır.<br /> <br /> <br /> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgd4rN_xKV6Rgm7Q6yR2B89Loh-DL2dcE4WU7GTT_GrGiK91Lt3DHfdyXVtyUrjWbKjFQgnSHTHkjmEzpt-s0nZ3BrO773EFm6c5LgBnwHAweI0jkZ74UIXztfSSev7qNyE4oMWLsADLAU/s1600/ag3.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgd4rN_xKV6Rgm7Q6yR2B89Loh-DL2dcE4WU7GTT_GrGiK91Lt3DHfdyXVtyUrjWbKjFQgnSHTHkjmEzpt-s0nZ3BrO773EFm6c5LgBnwHAweI0jkZ74UIXztfSSev7qNyE4oMWLsADLAU/s1600/ag3.jpg" /></a>Bel ve boyun ağrısı olan bayanların; sırtüstü yatar<br /> <br /> pozisyonda, dizleri ve kalçası bükülmüş, bel ve boyun<br /> <br /> kavisi yastık veya havlu ile desteklenmiş olmalıdır.<br /> <br /> Ayrıca dizleri bükülmüş ve bacakları eşinin üstüne<br /> <br /> konulmuş şekil de bel ve boyuna en az zararı<br /> <br /> vermektedir. <br /> <br /> <br /> <br /> Aynı şekilde bel sorunu olan erkeklerin, bel ve<br /> <br /> boyun kavisi yastık veya havlu ile destekleyip<br /> <br /> pasif pozisyonda kalması önerilmektedir.<br /> <br /> Oturur pozisyonda seks, bazı omurga sorunları için daha<br /> <br /> konforlu ve ağrısızdır. Bu pozisyon duygusal yakınlaşmaya<br /> <br /> izin verirken, eşlerin hareket uyumuna dikkat etmeleri ve<br /> <br /> özellikle belin arkasına yastık ile desteklemeleri gereklidir. <br /> <br /> Bazen eşler yüzüstü pozisyonda ağrılarının azaldığını ifade<br /> <br /> etmektedirler. Bel ve boyun kavisini aşırı arttırdığından<br /> <br /> tavsiye edilmemektedir. Göğüs, karın ve boyunun altına<br /> <br /> konan yastık ve havlularla bel ve boyun eğriliğinin<br /> <br /> ayarlanması önerilmektedir. <br /> <br /> omurga.org

CİNSEL HABERLER Ağrı ve Seks

Seks, normal ve sağlıklı bir ilişkinin en önemli parçasıdır. Bel ve boyun ağrısı olanlarda "seks hayatı" ciddi anlamda kısıtlanabi...

Devamı »

İstanbul'un Fethi

<div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: blue; font-family: Verdana; font-size: small;"><b>İSTANBUL ÜZERİNE HAREKET</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>İlk Gelen Kuvvet ve Şehir Haricindeki Kalelerin İşgali</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Daha muhasara   başlamadan evvel Boğazkesen hisarının yapılmasından sonra Sultan Mehmed, İstanbul'u karadan askerî bir kordon altına aldırmış, şehirden dışarıya ve dışarıdan şehre kimseyi bırakmamaları hakkında kat'i emir vermişti; zaten imparator da dışarıdaki halkı şehre aldıktan sonra kapıları kapatmıştı; fakat denizle muvasala kesilmemişti. Rumlar bu deniz yoluyla sahildeki Türk köylerini basarak bir kısmını esir ve bir kısmını öldürüyorlardı. 1453 senesi Şubat ayında Sultan Mehmed dökülen topun İstanbul Önüne götürülmesini emretti. Top altmış manda ile çekiliyordu; topun kaymaması için iki tarafına ikişer yüz asker konmuştu; yolun bozuk kısmında ve köprü yapılacak yerlerde yolu düzletmek ve tahta köprü yapmak için önceden elli inşaat ustası ve iki yüz amele gönderilmişti. Nihayet top İstanbul'dan beş mil uzakta bir yere getirildi(<span style="color: #993300;"><b>1</b></span>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Topun naklinden evvel on bin kişilik bir kuvvetle Karaca Paşa gönderilerek Misivri, Ahyolu ve Vize ve sair kaleleri aldı. Silivri taraflarındaki diğer bir kale harben alındı ve Silivri kalesi ise müdafaada sebat etti; Bigados teslim oldu. Sur önüne getirilen top Karaca Paşa'ya teslim edildi(<b><span style="color: #993300;">2</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Mart başından itibaren Sultan Mehmed eyalet ve sancaklara hükümler göndererek İstanbul aleyhine hareket edileceğini bildirip orduya iltihaklarını emretti. Muvazzaf ve gönüllü olarak gelen kuvvet orduya iltihak ediyordu.</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4sQIDUbCNCI2eI-98n3fni1KKDvqEl8h85KOL3uGsLusd0bCfa0-V5gBcvOjk5irpoPSV6A9Ts9-yFt8w29ZjdtAPdVZf2_MCRiQyype30zqHDSOb5zlm5RBST8hqzQEl2-8UJp7NHFE/s1600/i1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4sQIDUbCNCI2eI-98n3fni1KKDvqEl8h85KOL3uGsLusd0bCfa0-V5gBcvOjk5irpoPSV6A9Ts9-yFt8w29ZjdtAPdVZf2_MCRiQyype30zqHDSOb5zlm5RBST8hqzQEl2-8UJp7NHFE/s320/i1.jpg" width="320" /></a></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Mora’ya Akın</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Pâdişâh İstanbul muhasarası   esnasında Mora'da imparatorun kardeşleri olan Mora despotları Tomas ile Dimitriyos taraflarından İstanbul'a yardım yapılması ihtimalini gözönüne alarak buraya Turahan ile oğulları Ahmed ve Ömer Beyleri memur ederek akınlar yaptırarak onlara göz açtırmadı,</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Sultan Mehmed’in İstanbul Üzerine Hareketi</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Padişah bütün  hazırlığını tamamladıktan   sonra <b><i>12 Rebiulevvel 857/23 Mart 1453</i></b>'de  Edirne'den üzerine hareketi hareket   etti(<b><span style="color: #993300;">3</span></b>).   Keşan   mevkiinde   durarak   Çanakkale  boğazından  geçecek olan Anadolu kuvvetlerini bekledi ve bu kuvvetleri de aldıktan sonra yürüyüşe devam ederek 1453 Nisanının beşinde İstanbul surları önüne geldi ve ertesi gün yani 6 Nisan / 26 Rebiulevvel cuma günü şehri muhasara etti(<b><span style="color: #993300;">4</span></b>). Haliç'teki Ayvansaray mevkiinden Hrisi Pili (Yaldızlı kapı)'ye kadar karadan bütün suru kuşattı. Bu muhasaranın evvelkilerinden farkı oldukça inkişaf eden Osmanlı donanmasının da muhasaraya iştirak etmesi idi.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>İstanbul’un Surları (<span style="color: #993300;">5</span>)</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Topkapı sarayı'nın bulunduğu mevkideki Lygos şehri milâttan evvel IX. yüzyılda tesis edilmiş ve yine milâttan evvel 660 senesinde burayı zabt eden Meğaralı Bizas şehre kendi adını vermiş ve Sarayburnu'ndaki ilk tesis olan Akropl’u ve şehri, sur ile çevirmiştir. Bu ilk sur, Ahırkapı feneri kuzeyinden başlayarak Ayasofya'nın bulunduğu mevkii içeride bıraktıktan sonra Yerebatan sarayının bulunduğu yerden. Demirkapı^ya ve sonra oradan da Sirkeci limanına (Pros phorion mevkiine) inmekte idi. Ligos şehri yedi burçlu olan bu surun içinde bulunuyordu; sahil de surlarla çevrilmişti.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Daha sonra Roma imparatoru Septim Sever (193-211) burasını genişleterek ikinci bir sur yaptırdı; bu sur, Portaperema yani Balıkpazarı'ndan başlayarak Nur-i Osmaniye camii mevkii doğuda kalıp Hamzapaşa mescidi yerinden ve Sokullu Mehmed Paşa camii doğusundan geçerek doğuya dönüp Ayasofya'nın güneyinden geçer ve Bizans surlariyle birleşir.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Bu ikinci surdan birbuçuk asır sonra Büyük Kostantin (306-333) Roma'yı sevmediğinden payitahtını Bizans'a, naklettirmek için faaliyete geçti (8 Kasım 324); ilk Ayasofya'yı ve diğer mâbedleri ve bazı binaları yaptırdı ve devlet merkezi olması sebebiyle şehir surların dışına taşmıştı; bunun için Kostantin kendi ismine mensup surları yaptırdı; bu yeni sur evvelkilere nazaran çok geniş sahayı içine  aldı. Yeni sur Haliç'teki Ayakapısı’ndan başlayarak evvelâ batıya giderek Sultan Selim Sarnıcı'nın (Bonos sarnıcı) kuzeyinden geçerek, sonra güneye doğru dönüp Bayrampaşa deresi, Altımermer, Çukurbostan, Davudpaşa, Hekimoğlu camii'nin yanından geçerek Samatya kapısı yakınından Marmara'ya, iniyordu. Kostantin, evvelce yapılmış olan sahil surlarını da tamir ettirdikten başka bu surları kendi yaptırdığı surlara kadar da uzattı.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Bizans'ın nüfusu sonraları daha ziyade arttığından beşinci yüzyıl başlarında halk mecburen surlar dışında meskenler yapmışlardı, bu arada imparatora mahsus Vilahama varoşu - ki ondördüncü mıntaka addediliyordu - yapılarak surlarla çevrildi; bunun üzerine II. Teodosiüs (408-450) surları diye meşhur olan şimdiki surlar yapıldı. Bu surlar Marmara sahilinde Tabakhane kapısından başlayarak Tekirsarayı mıntakasında mevcut yukarıda adı geçen ondördüncü mıntaka surlariyle birleştirildi ve aynı zamanda on dördüncü mıntakanın kuzey batı tarafından temdid edilen sur Haliç'e kadar indirilerek Marmara ile Haliç arası tamamlanmış oldu. Bir zelzele neticesinde harap olan Teodosiüs surları tamir edilerek aynı zamanda kara surları önüne araları onbeşle yirmi metre açıklıkta ikinci bir sur daha yapılmış ve onun önüne de altı, yedi metre derinliğinde bir hendek açılmıştı, öndeki surun yüksekliği sekiz buçuk, genişliği yani kalınlığı iki metre ve gerideki ikinci surun yüksekliği ise on iki, genişliği de takriben beş metre idi.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Muhasara Esnasında Surların Hali</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Sultan  Mehmed'in   muhasarası   esnasında en son yapılan İstanbul surları kara tarafından iyice tamir görüp müstahkem bir durumda bulunduğu halde Marmara tarafındaki surlar hariç olarak Haliç kısmındaki surlar yalın kat olup zayıftı; fakat Haliç'in Sirkeci'den Galata'ya kadar zincirle kapalı olması sebebiyle Osmanlı donanması buraya yani Haliç'e giremediği için bu surlar emniyet altında bulunuyordu; kara surları çift duvarlı (yani içice iki sur) ve çift müdafaa hatlı idiler; birinci sur alınsa bile şehri ikinci sur müdafaa edebilirdi. En Öndeki surun duvarları alçak olmakla beraber kuvvetli olup bunun önünde de iki yüz kadem yani yedi metreye yakın yontma taşlarla örülmüş bir hendek vardı, iç taraftaki ikinci sur ise pek  metin ve evvelkinden  yüksekti.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">O derecede ki imparator ile meclis azaları bu çift surdan hangisini müdafaa hattı yapacaklarında tereddüd etmişlerdi; nihayet II. Murad'ın İstanbul'u muhasara ettiği zaman yaptıkları gibi surlardan ikisini de kullanmağa karar verdiler(<b><span style="color: #993300;">6</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>İstanbul’a Yardımcı Kuvvet Gelmesi</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">İmparator, surların tamir ve tahkimi ve müdafaa tertibatiyle meşguldü, şehrin kara tarafındaki kapılarını ördürmüş olup vaziyete intizar ediyordu. 26 Ocak 1453'de İstanbul muhasarasına iştirak etmek üzere iki kadırga ve yedi yüz cenkçi ile Cenevizli Jüstinyani geldi. Bu faal zat, kale tamiri ve müdafaa hazırlıklarında imparatora yardım etti; bu iyi bir kumandan olduğundan imparator bunu başkumandan tâyin ile evvelâ Vilaharna sarayına yakın olan surların muhafazasına memur etti; eğer İstanbul muhasaradan kurtulacak olursa kendisine Limnos adasını verecekti(<b><span style="color: #993300;">7</span></b>). Fakat sonradan muhasaranın sıklet merkezi hafif olan surlar tarafına yani, Topkapı ile Edirnekapı arasındaki kısma intikal edince Jüstinyani emrindeki dört yüz zırhlı nefer ve üçyüz denizci efratla bu tarafın müdafaasına geldi(<b><span style="color: #993300;">8</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Bundan başka Papa muhasara esnasında üç büyük kadırga ile ikiyüz asker ve mühimmat ve erzak göndermiş ve otuz geminin daha hazırlanmakta olduğunu da bildirmişti(<b><span style="color: #993300;">9</span></b>). Bundan başka Sakız Cenevizlileri iki gemi ile yedi yüz ve Ceneviz'den de bir gemi ile üçyüz ve ispanya ile adalardan da kuvvetler gelmişti (<b><span style="color: #993300;">10</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Galata'da bulunan Cenevizliler de imparatorla beraber çalışıyorlar ve İstanbul elden çıkarsa bunun zararının kendilerine de dokunacağını biliyorlardı; bunun için durumu Cenova'ya bildirip kuvvet istemişler ve beşyüz cenkçi ile bir geminin Galata'nın yardımına gelmekte olduğu cevabını almışlardı. Bununla beraber bu bezirganlar her ihtimali gözönüne alarak İstanbul muhasarası başladıktan sonra Osmanlıları da gücendirmek istemiyerek bazı vaidler mukabilinde gizlice onlara da yardım etmeği ihmal etmemişlerdi; daha pâdişâh Edirne'de iken bunlar bir heyet gönderip dostluk muahedelerini tazelediler. Sultan Mehmed, İstanbul'a yardım etmemek şartiyle Galata Cenevizlilerinin dostluğunun devamını esas koymuştu (<b><span style="color: #993300;">11</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Ticaret maksadiyle Karadeniz ve Azak denizi taraflarına gidip geri dönerek İstanbul'a uğrayan ve Venedik'e gitmek isteyen Venedik gemileri gerek imparatorun ve gerek İstanbul'da oturan Venediklilerin ısrariyle İstanbul'da  alıkonulmuşlardı (<b><span style="color: #993300;">12</span></b>).</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIYwgQpcbmnqqovfTnBgQqyLykZBp_wlxqnOjQJZmSF-nzGUBco_-Ft7ABDLPGDV0fbPQGkabJ93LSwVFciMSyQH56gPcc4l1Ij3yc_Qc76Cwx507C47PCtNJC96LvSVHgpc5iI9xATOs/s1600/i4.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="191" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIYwgQpcbmnqqovfTnBgQqyLykZBp_wlxqnOjQJZmSF-nzGUBco_-Ft7ABDLPGDV0fbPQGkabJ93LSwVFciMSyQH56gPcc4l1Ij3yc_Qc76Cwx507C47PCtNJC96LvSVHgpc5iI9xATOs/s320/i4.JPG" width="320" /></a></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>İstanbul’un Kuşatılma Vaziyeti</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Surların  dövülmesi  için büyük toplar   Vlaharna (Tekfur sarayı) ile Edirnekapısı ve Topkapısı karşılarına yerleştirilmişlerdi Bunlardan en büyük top Kaligarya (Eğrikapı) karşısına konmuştu (<b><span style="color: #993300;">13</span></b>). Fakat bu taraf surlarının pek kuvvetli olmasından dolayı bir netice alınamıyacağı düşünülerek buradan kaldırılıp Topkapı'nın kuzey tarafına alınmıştı (<b><span style="color: #993300;">14</span></b>). Topçular on dört gruba ayrılmış olup bunların üç grubu Vlaharna sarayı kısmında, ikişer grupta Eğrikapı ve Edirnekapi'sı ve dört grurup Topkapı (Ayaromanos) ve üç gurup ise Silivrikapısı mıntakasına yerleştirilmişlerdi (<b><span style="color: #993300;">15</span></b>). Barbaro'nun kaydından anlaşıldığına göre büyük top dörttü (<b><span style="color: #993300;">16</span></b>). Kale önünde de top dökülmüş ve top tamir edilmiştir (<b><span style="color: #993300;">17</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Pâdişâh karagâhı Topkapısı'nın karşısına tesadüf eden sahanın gerisinde yani Maltepe tarafında idi (<b><span style="color: #993300;">18</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Kara surlarının sol cenahı Ayvansaray'dan (Sinegion) Edirnekapı'ya kadar olan kısmı Rumeli beylerbeğisi Dayı Karaca Paşa kumandasında idi Edirnekapı ile Topkapı arası padişahın bulunduğu merkez kolunu teşkil ediyordu. Topkapı'dan Yedikuleye kadar olan kısım ise Anadolu beylerbeğisi İshak Paşa ile Mahmud Paşa kumandanları altında bulunuyordu (<span style="color: #993300;"><b>19</b></span>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Osmanlılar’ın Muhasara Kuvvetleri</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">İstanbul'un   muhasarasına   iştirak etmiş   olan Osmanlı ordusu mevcudu muhtelif rivayetlere göre yüz elli bin ile iki yüz bin arasında tahmin ediliyorsa da (<span style="color: #993300;"><b>20</b></span>) bunun ne kadarının hakikî ordu mevcudu ve ne kadarının gönüllü ve gayrı muharib olduğu bilinmemekle beraber kara ordusu mevcudunun (Kapıkulu ocakları, Rumeli ve Anadolu topraklı yani timarlı sipahileri; azaplar ve gönüllü olarak yüz bin ile yüz yirmi bin arasında olması ihtimal dahilinde görülmektedir; bu kuvvetin bir kısmı Zağanos Paşa kumandasında olarak Cenevizlilere ait Galata surlarının dışındaki Beyoğlu tarafında bulunmakta idi (<b><span style="color: #993300;">21</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Osmanlı Donanması</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Nakliye gemileriyle beraber büyük, küçük yüzelli   parçadan    ziyade   olduğu   söylenen (<b><span style="color: #993300;">22</span></b>) Osmanlı donanmasını bazı Rum tarihleri dört yüz yirmiye kadar çıkarırlar (<b><span style="color: #993300;">23</span></b>). Bu donanma Baltaoğlu Süleyman bey kumandasında olup Haliç tarafındaki surlar hariç olmak üzere deniz tarafından İstanbul surlarını kuşatmıştı. Kritovulosa göre, Baltaoğlu İstanbul fethinden bir buçuk ay evvel 13 Nisan'da Büyükada (Prinkipos) kalesini (<b><span style="color: #993300;">24</span></b>) ve Pâdişâh da boğazdaki Tarabya kalesini zabt ederek (<b><span style="color: #993300;">25</span></b>) onu müteakip aynı günde Studyo yani Burgaz adasındaki kaleyi de elde etmek suretiyle (<b><span style="color: #993300;">26</span></b>) o taraflarda bir istihbarat ve emniyet tertibatı alınmıştı.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Bizans’ın Kara ve Deniz Kuvvetleri</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">İstanbul'u müdafaa edenlerin mevcudu da belli değildir; bu hususta müteaddid kaynaklar tetkik edilerek bir fikir elde edilmiştir. Sıhhate en yakın olarak muhasara esnasında imparatorluğun hazerî ordusu mevcudu beş bin, muhasaradan az evvel imparatorun şehirde eli silâh tutan halktan topladığı kuvvet (nefir-i âm) ise 4973'dü. Bu kuvvetlerden başka Venedik, Ceneviz ile Girit, Sakız adalarından İspanya, Provanş'dan gelen yardımcı kuvvet mevcudu üç bin olup buna gerek ecnebi ve gerek Rum donanmasından surlarda hizmet gören iki bin gemi mürettebatı ve Şehzade Orhan'ın maiyyetinde bulunan altı yüz Türkün de ilâvesiyle (<b><span style="color: #993300;">27</span></b>) Bizans'ın müdafaa kuvveti de en aşağı on beş bin kadardı (<span style="color: #993300;"><b>28</b></span>). Maamafih bu miktarın muhasaranın devamı esnasında zayiatı telâfi etmek suretiyle  artmış  olduğuna  şüphe yoktur. Surlar üzerinde  müdafaa bölgesi yirmi yedi kısma ayrılarak her biri bir kumandana verilmişti. Ayos Romanos yani Topkapı mıntakası İmparator, Jüstinyani ve Kantakuzen taraflarından müdafaa ediliyordu.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Bizans'ın gerek kendisinin ve gerek yardımcı olarak gelmiş olan donanma mevcudu da muhtelif ebadda olarak sekiz Ceneviz, on beş Venedik, altı adet İtalya Cumhuriyetlerine aid gemi ile yedi Bizans kadirgası ve diğer muhtelif yerlere âid gemilerden mürekkep olarak mecmuu 39 gemi idi (<b><span style="color: #993300;">29</span></b>). Bu gemiler, iki nisanda imparatorun emriyle Yalıköşkü ile Galata'da Kurşunlu mahzen arasına gerilmiş olan zincirin gerisinde Haliç'te bulunuyorlardı (<b><span style="color: #993300;">30</span></b>). Bunlardan on adedi gerilmiş olan zinciri kırmak için yapılacak taarruzu önlemek için müdafaa hattının önünde yer almışlardı.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>İstanbul’un Teslimi Teklifi ve Red Cevabı</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Nisanın altısında başlayan muhasara tertibatı altı gün sürmüş ve ayın on birinde ikmal edilmiştir.   Bu  suretle  hazırlık  tamamlanıp   Zağanos Paşa da Beyoğlu cihetinde tertibat aldıktan sonra Sultan Mehmed islâmî ananeye uygun olarak Mahmud Paşa'yı İmparatora göndererek kan dökülmeden şehrin teslimini teklif ettiyse de Kostantin şehri müdafaa edeceğine yemin etmiş olduğunu ve ancak muahede mucibince vergi vereceğini beyan ederek teslim teklifini red etti; bunun üzerine nisanın on ikisinden (2 Rebîulâhır 857) itibaren büyük topların işlemesiyle asıl muhasara başlamıştı; gerçi beş gün evveldenberi ufak tefek çarpışmalar ve bir defa Rumların çıkış hareketleri olmuşsa da o kadar ehemmiyetli değildi. Yine on iki nisanda donanma da İstanbul limanı önüne gelmişti.</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRpheKpQfC8TGZTOg_9WNfxw-_Go6k_B1HjkNAckumCgiQvLsoJiw2X0OKizVoa2JsLDQYIhaFgaV_k2243sg1ubA48wwEUySSfRXhHByth6vnqash_6fSmRqHSSVcBlC8286lAOtUs1o/s1600/i2.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRpheKpQfC8TGZTOg_9WNfxw-_Go6k_B1HjkNAckumCgiQvLsoJiw2X0OKizVoa2JsLDQYIhaFgaV_k2243sg1ubA48wwEUySSfRXhHByth6vnqash_6fSmRqHSSVcBlC8286lAOtUs1o/s320/i2.png" width="320" /></a></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b><span style="color: blue; font-size: small;">İSTANBUL'UN FETHİ</span></b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Sen Rumen (Topkapı) yakınına yerleştirilen büyük topun gürültüsü, şehir halkının kuvve-i mâneviyesini sarstı; bu top günde ancak yedi sekiz defa atılabiliyordu; toplar tunçtan olup uzun menzilli idiler ve büyük çapta taşdan gülle atıyorlardı (<b><span style="color: #993300;">31</span></b>). Bu dehşete karşı halkın maneviyatını yükseltmek için sarayda bulunan Meryem'in tasvirini sokaklarda dolaştırıyorlardı. Diğer toplar mütemadi bir bombardımana devam ediyorlardı. Muhasaranın onuncu günü büyük toplardan birisi parçalandı ve etrafındakileri öldürdü. Fakat tekrar tamir olunarak yine faaliyetine devam etti; toplar bazı yerlerden gedik açtılarsa da şehir halkı erkek, kadın canla başla çalışarak gedikleri kapatıyorlardı; imparator hergün surları dolaşarak müdafileri teşci ediyordu (<b><span style="color: #993300;">32</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>İlk Hücum</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Nisanın on sekizine kadar yapılan topçu atışın dan, surların zayıf noktası olan pâdişâhın bulunduğu Bayrampaşa deresi tarafından birinci ve ikinci surlardan bir gedik açıldı ve buradan gece bir yürüyüş yapıldı ve dört saat sürdü; büyük harb kuleleri hücuma iştirak etti ise de bu müteharrik kule grejuva ateşiyle yakıldı; askerin surlara merdivenler   dayayarak çıkmak istemeleri de bir netice vermediğinden bu birinci hücum muvaffak olamadı. Bu başarısızlığı, aynı zamanda zinciri kırarak Haliçe girmek için donanmanın yapmış olduğu taarruz muvaffakiyetsizliği takib eylemiş, zincir kırılamıyarak o tarafa yani Haliç'e geçilememiştir.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Deniz Muharebesi (<span style="color: #993300;">33</span>)</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="clear: right; float: right; font-family: Verdana; font-size: x-small; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;">Bu   muvaffakiyetsizlikleri  iki   gün   sonra   yani 20 Nisandaki deniz muharebesi başarısızlığı takib etti. Papa İstanbul'a yardım olarak üç Ceneviz gemisiyle bunların her birinde dört yüz cenkçi göndermiş ve daha sonra otuz geminin de gönderileceğini bildirmişti. Bunlara yolda Bizanslılara âid olup Mora'dan içerisi zahire, harb levazımı ve şarap yüklü bir gemi de iltihak ederek müsaid lodos rüzgâriyle İstanbul'a doğru geldikleri, Osmanlı donanması tarafından haber alınmıştı (<span style="color: #993300;"><b>34</b></span>). Bunun üzerine padişah bu filonun karşılanarak imhasını Balta-oğlu Süleyman Bey'e emretti (<b><span style="color: #993300;">35</span></b>); o da on sekiz gemi ile bunlara karşı gitti. Rüzgâr, Papa donanmasına müsaid ise de karşı giden Osmanlı donanmasına müsaid değildi; bu suretle Yedikule'yi geçtiler. Bu durumu imparator kale surundan ve Sultan Mehmed de Zeytinburnu tarafından heyecanla takib ediyorlardı. Nihayet iki donanma Yeşilköy'ün batı açıklarında karşılaştılar. Rüzgâr kesildi, Evvelâ uzaktan ve sonra yakından muharebe başladı. Osmanlı donanması bunları sarmıştı; Haçlı gemileri kendi başlarına hareket ederek etrafını saran Türk gemileriyle mücadele ediyorlardı. Müttefiklerin gemileri yüksek bordalı göğe denilen gemilerden ve Osmanlılarınla ise kadirgalardan mürekkeb olduğundan gemilerin birbirlerine yanaştıkları sırada yüksek bordolu düşman gemileri, kendilerine yanaşıp çıkmak isteyen Türk askerlerine yağmur gibi ok ve taş ve grejuva ateşiyle mukabele ederek açıkta bulunan Osmanlı donanması efradına fazla zayiat verdiriyorlardı; bu suretle uzun zaman devam eden deniz muharebesinde muvaffak olamıyacağını anlayan Osmanlı donanması sahile doğru çekildi; fakat düşman donanması bunları takib etti; yüksekten atılan oklara karşı alçak bordalı Osmanlı donanması mukabele edemiyerek kaçtı.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Bu vaziyeti seyreden Sultan Mehmed, Türk donanmasının kendisinin bulunduğu tarafa doğru geldiğini görünce hiddet ve teessüründen atını denize doğru sürmüş ve sahilin sığ olmasından dolayı epice de ileri gitmişti (<span style="color: #993300;"><b>36</b></span>). Pâdişâhın emri üzerine muharebe tekrar Yedikule önünde başladı; bu defa Türkler yardımcı gemilerini epey sıkıştırdılarsa da bu sırada rüzgârın esmeğe başlaması üzerine yollarına devamla şehir limanlarından birisine geldiler; geceleyin zincir indirilerek dışarıya çıkan iki Venedik kadirgası bu yardımcı gemileri alarak Haliç'e getirdikten sonra zinciri yine kapadılar. Baltaoğlu bu muvaffakiyetsizlik üzerine azlolunarak yerine Çalı Bey'in oğlu Hamza Bey tâyin edilmiştir.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Ordu Görüşmesi</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Karadan yapılan hücumun muvaffak olamaması ve denizden de donanmanın mağlup olması üzerine askere bir sarsıntı gelmiş ve orduda dedikodu başlamıştı; bunun üzerine bir harb meclisi kurularak durum görüşüldü. Düşmana hem askerle ve hem zahire ve sair harb levazımı yardımı gelmesi, muhasarayı uzatacağı için tehlike baş göstermişti. İstanbul muhasarasının batı devletlerinin müdahalesini celbedeceğinden çekinen vezir-i âzam Halil Paşa bu hal karşısında imparatorun senede yetmiş bin duka altın vergi vermek şartiyle muhasaranın kaldırılmasını teklif etti; fakat Halil Paşa'nın hasmı olan Zağanos Paşa diğer bazı kumandanlar ve ulema bu teklifin aleyhinde bulunarak harbe devama karar verdiler; Halil Paşa'nın yardıma gelmelerinden korktuğu kara ve deniz yardımlarının gecikmesi ve Papa'nın yolladığı donanmanın vaktinde yetişemiyerek İstanbul'un fethini yolda haber alması bir şans eseri olarak vaziyeti kurtarmıştı.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Haliç’e Donanma İndirilmesi</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;"><img align="left" alt="" border="0" height="181" src="http://www.ttk.org.tr/templates/resimler/Image/Padisahlar/250px-Gemiler_karada.jpg" width="250" />Galata  surlarının  gerisindeki  Beyoğlu,   Kasımpaşa, Hasköy tarafları Zağanos Paşa’nın kumandasına verilmiş olup maiyyetinde on beş bin kadar kuvvet vardı. Haliç ile karşı sahil Ayvansaray'a kadar bunun nezareti altında bulunuyordu. Zağanos Paşa Hasköy''den karşı sahile bir köprü yapmağa memur edildi; bu köprü yapılırsa surlarla Beyoğlu arasında irtibat tesis edilebilecekti. Bunun için Haliç'e sokulacak olan bir kısım Osmanlı donanmasiyle Haliç'teki düşman donanmasının bertaraf edilmesi ve köprünün emniyet altında bulunması lâzımdı. Galata Cenevizlileri, mavi boncuk hikâyesi gibi hem Bizanslıları ve hem de Osmanlıları idare ediyorlardı; bir taraftan imparatora olanca kuvvetleriyle yardım ederlerken diğer taraftan da pâdişâha dostluk gösteriyorlar, istenilen harb levazımını bol bol veriyorlardı; toplar için lâzım olan zeytin yağını ve diğer her şeyi Osmanlılara verdikleri gibi geceleri de  gizlice   rumlar   tarafına   geçerek   onlarla  da  çalışıyorlardı (<span style="color: #993300;"><b>37</b></span>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Sultan Mehmed, donanmasının mağlubiyetini, eski gemiler, variller, kalın zincirlerle bağlı olan Yalıköşkü ile Kurşunlu Mahzen  arasındaki  maniayı  geçip Haliç'e giremediği için  başka bir çareye başvurdu. Osmanlı donanmasının Haliç'e, sokulmak istenmesi buradaki surların metin olmamasından dolayı tahrip edilmesi kolay olduğu içindi; zaten zincirin gerilmesine de sebep bu idi (<b><span style="color: #993300;">38</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Padişah Haliç'teki düşman donanmasını batırmak için top makinesi yaptırarak bununla yüksekten taş gülleler atmağa karar verdi; Beyoğlu sırtına koydurduğu bu makineler ile Haliçteki gemilerden bazılarını batırmıştı.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Bir kısım donanmanın Haliç'e indirilmesine kat'î zaruret hasıl olmuştu; ve ona göre hazırlığa başlanmıştı; bu suretle hem düşman donanması bertaraf edilecek ve hem de Hasköy'le Ayvan-saray arasına köprü yapılarak iki ordu arasında irtibat tesis edilmiş olacaktı. Verilen karar üzerine evvelâ gemilerin karadan çekileceği yer tetkik edildi. Açılacak kısım ormanlıktı ve Kasımpaşa mevkiine kadar iniyordu. Gemilerin çekileceği yol Tophane önündeki sahilden başlayarak Boğazkesen'den geçiyor ve buradan güney batıya dönüp sırtları aşarak Löbon Pastahanesi tarafına çıkıyor ve tepeyi aşarak Perapalas yanından Kasımpaşa'ya yani Haliç sahiline geliyordu (<b><span style="color: #993300;">39</span></b>).   Bunun tesbitinden sonra yol tesviye olundu ve yuvarlak ağaçlardan kızaklar yapıldı; gemilerin kızaklar üzerinden kayması için Galata Cenevizlilerinden zeytin yağı, sade yağı ve domuz yağiyle bu kızaklar iyice yağlandı, bu işler yapılırken Galata Cenevizlilerine bu hazırlığı duyurmamak için tedbir alındı, bu taraflardan düşman donanmasına havan topları atılmak ve zincire karşı taarruz edilecekmiş gibi aldatıcı hareketler yapıldı.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Nihayet Çiftesütun altındaki cihetten yani Tophane'den itibaren donanmadan ayrılan iki, üç ve beş sıra kürekli altmış yedi veya yetmiş iki gemi (<b><span style="color: #993300;">40</span></b>) bir gece içinde (21 - 22 Nisan) yukarıda tesviye edildiğini gösterdiğimiz yoldan (Barbaro, gemilerin tekerlek üzerinde bulunduğunu beyan ediyor) Kasımpaşa'ya indirilmiştir; gemiler inerken bir taarruza uğramamak için bir kaç top, okçu ve arkebuzcular tarafından himaye olunmuşlardır (<span style="color: #993300;"><b>41</b></span>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b><i>Gemilerin bir gece içinde Haliçle indirilmesi düşmanı hayrette bıraktı  ve şaşkınlık verdi</i></b> (<span style="color: #993300;"><b>42</b></span>),   ilk iş olarak Hasköy ile Ayvansaray arasına (Avcılar kapısı tarafına) bir köprü kurmak oldu; bir çok sandallar, fıçılar sıkı sıkıya birbirine bağlandı ve sonra bunların üstüne tahtalar döşendi ve kancalar geçirmek suretiyle eni elli ve boyu yüz kulaç bir köprü vücuda geldi. Dukas'a göre bu köprüden beş kişi yan yana geçebilirdi. Köprünün üzerine yerleştiririlen toplar ve Haliç'te Türk donanmasının toplariyle bu taraftaki surlar dövülmeğe başladı; bu kısmın müdafaasında pek az müdafi vardı; bunun üzerine imparator diğer yerlerden alarak buradaki surlara da kuvvet göndermek mecburiyetinde kaldı.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Donanmanın Haliç'e inmesi ve köprü yapılması büyük endişeyi mucip olduğundan toplanan bir harb meclisinde köprünün yıkılmasına karar verdilerse de muvaffak olamadılar; yakalanan kırk Rum askeri derhal öldürüldü; buna mukabele olmak üzere imparatorun emriyle iki yüz altmış kadar Türk esiri burçlar üzerinde katledildiler.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Galata'da Aios Teodoros tepesine konan toplarla Haliç'teki düşman donanması dövülmeğe başlandı. En büyük gemi batırıldı, düşman gemileri Galata tarafındaki kıyılara sokularak top ateşinden kurtulmuşlardı; fakat artık faaliyet ve hareketleri görülmüyordu; imparator Haliç suruna koydurduğu iki topla Türk gemilerini ateş altına alarak ikisini batırdı; buna mukabil Kasımpaşa tepesine konulan üç büyük topla Bizans topçusunun bulunduğu  surlar  mütemadiyen  top   ateşi  altına   alındı.</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvS2iHFdpPb5Slc4sHZj12f8TLg9XWG04rxNBIlU6tfGvQPJywLL95nauJmBoRGGmq4k_CW0wkzJw8w8WVqtg3Jyfl3g4a9hxGA3Iny-j0FAyQOpkrLNDyIgZB3Uf_PuvKR0K2-Ha8aHY/s1600/i3.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvS2iHFdpPb5Slc4sHZj12f8TLg9XWG04rxNBIlU6tfGvQPJywLL95nauJmBoRGGmq4k_CW0wkzJw8w8WVqtg3Jyfl3g4a9hxGA3Iny-j0FAyQOpkrLNDyIgZB3Uf_PuvKR0K2-Ha8aHY/s320/i3.jpg" width="245" /></a></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>6 Mayıstaki İkinci Hücum</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Surlara karşı her gün top ateşi devam ediyordu, Eğrikapı tarafına konmuş olan büyük toplardan birisi oradaki surun metin olmasından dolayı kaldırılarak Topkapı cephesine getirildi. Top adedi burada ziyadeleşmek suretiyle neticenin buradan alınması tekarrür etmişti; surlar mütemadi doğuluyordu; Pâdişâh, kâfi derecede tahribat yaptığına kani olduğundan mayısın altısında güneşin batmasından dört saat sonra gece âni olarak yine Bayrampaşa deresi vadisindeki surlara mevzii ikinci bir taarruz daha yaptırdı; fakat bu yoklamadan bir netice çıkmadı ve bu kısmın müdafaası için üç Venedik gemisinden alınan dört yüz gemici Topkapı surlarına getirilerek burası takviye edildi.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>12 Mayıs Taarruzu</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Bu mevzii taarruz 12 mayısta   Vlaherna sarayı ile Edirnekapı arasındaki surlara yapıldı. O tarafta açılan bir gediğe yapılan taarruzda ilk hamlede muvaffakiyet hâsıl olur gibi olduysa da ihtiyat kuvvetlerinin yetişmesi üzerine püskürtüldü; onu müteakip tekrar edilen taarruz yine başarı verecek iken Edirnekapı mıntakasından yetişen bin kişilik bir kuvvetin yardımiyle bir netice elde edilemedi.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Bundan sonra top muharebesi, ok, kurşun atışları, lağım hafriyatı ve büyük müteharrik harb kulelerinin surlara taarruzları ile günler geçti. Açılan lağımları Bizans lağımcıları buluyorlardı.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>İmparatora Son Teslim Teklifi</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Fatih umumî hücum yapılmasın sırası geldiğini tahmin ederek ondan evvel imparatora sulh teklifi yapmağa karar verdi ve 23 veya 24 Mayısta  İsfendiyaroğlu Kasım Bey'i elçi olarak   imparatora gönderdi ve umumî hücumun doğuracağı feci neticeye sebebiyet vermemesini bildirdi. Pâdişâhın teklifi şöyle idi:</span></div><blockquote dir="ltr" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px; margin-right: 0px;"><div align="justify"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">1— Şehrin kendisine terki,<br /> 2— İmparatorun bütün maiyyeti, hazinesi ile sağ ve salim, arzu ettiği yere gitmesi veya Mora despotluğunu kabul eylemesi,<br /> 3— Ahalinin de gitmek veya kalmakta serbest olduğu bildiriliyor ve aksi halde şehir harben alınacak olursa halkın harb esiri olacakları tebliğ ediliyordu.</span></div></blockquote><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Kasım Bey bu güç durum üzerine imparatoru sulhe imale etmek istedi; imparator da bazı mukabil tekliflerde bulunmak üzere Sultan Mehmed'e elçi gönderdi ve Rum elçileri pâdişâh ne kadar vergi isterse iktidarı dışında olsa dahi vereceğini ve daha başka tavizlerde de bulunacağını söyledilerse de Dukas'ın söylediğine göre Pâdişâh:</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">— "Buradan gitmekliğim kabil değildir; ya ben şehri zabtederim, yahut şehir beni ölü veya diri olarak zabt eder, eğer şehirden sulhen çekilirsen sana Mora'yı ve kardeşlerine diğer eyaletleri vereceğim; bu suretle dost oluruz, şayet şehre harben girecek olursam eşraf ve ayanını ve seni öldürüp halkı esir edip mallarını yağmalattırırım" cevabını gönderdi (<span style="color: #993300;"><b>43</b></span>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><br /> <span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Macaristan Kralının Elçisi</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">İstanbul   muhasarasının   sonlarına   doğru   (25, 26 Mayıs) bir Macar heyeti Osmanlı karargâhına geldi. Bu heyet ile Jan Hunyad'ın naiplikten çekilerek genç kıral Ladislas'ın kıral olduğu bildiriliyordu. Bu münasibetle Jan Hunyad Sultan Mehmed'le üç sene müddetle yapmış olduğu mütareke, idareyi kirala devretmesi münasibetiyle imzalamış olduğu ahidnâmeyi geri istiyor ve Osmanlı hükümdarının ahidnâmesini de iade ediyordu. Macar murahhası vezir-i âzam ve onun yanında bulunan iki vezirle görüştü; sefir efendisinden aldığı talimat üzerine İstanbul muhasarasının kaldırılmasını pâdişâhtan rica etti ve aksi halde Macarların, Rumlar lehine hareket edeceklerini beyan eyledi; Macar murahhası bundan başka batı devletlerine âid bir filonun da imparatorun yardımına gelmekte olduğunu da söyledi; Macar heyetinin gelmesi ve Macarların Rumlara yardım edeceği ve donanma geleceği şayiası yayılarak dedikodu başladı (<span style="color: #993300;"><b>44</b></span>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">26 Ocak 1453'de Venedik Cumhuriyetinin İmparatorla aktetmiş olduğu muahede mucibince cumhuriyet, adalar denizindeki donanmasiyle yardımı imzalamış ve henüz donanması gelmemiş fakat İmparator, yardımın acele yapılması için Venedik'in Akdeniz kumandanı Loredano'ya haber göndermişti ki (<span style="color: #993300;"><b>45</b></span>) Macar elçisinin Batı filosu dediği bu olacaktır.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Ordu Müzakeresi</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Macar elçisiyle olan görüşme pâdişâha arzedildi; Macarların, Rumlara yardım edileceği tehdidi ve bir Batı filosunun yardıma geleceği sözleri Sultan Mehmed'i düşündürdü. 27 Mayıs akşamı bir meclis toplanarak vaziyeti görüştü. Vezir-i âzam Halil Paşa, evvelce gördüğü üç haçlı seferinin tehlikelerini yakinen bildiği ve garp hıristiyanlarının yeni bir haçlı   seferi   yapacaklarından korktuğu için imparatorun ağır bir vergiye bağlanarak muhasaranın kaldırılmasını teklif etti. Ve bilhassa batı hıristiyan hükümdarlarının ittifak ederek Türkleri Balkanlardan atmak üzere harekete geçebileceklerini ve daha büyük bir felâkete meydan vermemek için ricat etmek gerektiğini söyledi. Şüphesiz daima Yıldırım Bayezid'in akıbetini Izladi, Varna ve ikinci Kosova muharebelerini hatırlıyordu (<span style="color: #993300;"><b>46</b></span>). Bu mütaleaya mukabil Zağanos Paşa, İstanbul'a yardım yapılamıyacağını ve yardım yapılsa bile ehemmiyetli olmadığını ve sair pâdişâhın heyecanını teskin edici mütalealar beyan ettiler. Zağanos Paşa'nın mütaleasına bazı ümera ile ulema ve Ak Şemseddin iştirak eylediklerinden son bir ümid olarak umumî hücuma karar verildi.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Filhakika Venedik veya Papa donanmasının Sakız'a, geldiği haber alınmıştı; son yapılacak hücumun neticesine kadar Macar elçisi iade edilmiyerek alıkonuldu; muhasaranın uzaması ve bir muvaffakiyet elde edilememesi sebebiyle asker arasında da dırıltı başlamıştı; pâdişâh hakikaten endişeli idi. Ak Şemseddin'in sebat ve hücum edilmesi hakkındaki mektubu ve mânevi tebşiratı havi yazısı da herhalde Sultan Mehmed üzerinde müessir olmuştur (<span style="color: #993300;"><b>47</b></span>).</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7033PBOcWKdNSiUQVl3dy_PAZ2euNQpgQqvtpU4-53aTFu7HPfhRq4IM3WK8tvX7P9RCXVhnO0yZyhxdCUQ1FCYfGWvErFGqky3qBcpiSzSKFsdTo72qn-lKonk9F8E0BcA_k7-WDzW0/s1600/i6.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="245" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7033PBOcWKdNSiUQVl3dy_PAZ2euNQpgQqvtpU4-53aTFu7HPfhRq4IM3WK8tvX7P9RCXVhnO0yZyhxdCUQ1FCYfGWvErFGqky3qBcpiSzSKFsdTo72qn-lKonk9F8E0BcA_k7-WDzW0/s320/i6.jpg" width="320" /></a></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Umumi Hücum Hazırlığı</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Sultan   Mehmed,    deniz  ve kara kuvvetleri kumandanlarını toplayarak teşci yollu hitabede bulundu; onlara gösterdikleri gayret ve fedakârlıklardan dolayı teşekkür etti ve yapılacak son hücumda da büyük fedakârlıklar beklediğini ve İstanbul'u fethetmeden geri dönmiyeceklerini anladığını ve kazanılacak zaferin temin edeceği menfaatleri ve şehrin bütün servetini kendilerine bıraktığını ve asırlarca düşmanlığını gördüğü İstanbul'un zabtının zarurî olduğunu, surların artık girilebilecek bir hale geldiğini, surları müdafaa edenlerin az ve yorgun olduklarını ve Türk askeri gibi nöbetle dinlenmediklerini ve bunun da muvaffakiyet için bir âmil olduğunu, bunun için yakında hücum yapılacağını gaye elde edilmedikçe sulh veya mütareke olamıyacağını beyan ederek kendilerini teşci etti (<span style="color: #993300;"><b>48</b></span>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">27 Mayısta yapılan ve üç gün süren bombardımanla surların bir kısmı yıkıldı (<span style="color: #993300;"><b>49</b></span>). Rumların bu yıkılan yerleri kapatmamaları için gece bile bombardımana devam edildi; ertesi günü bu yıkılan yerlerden bazı Türk askerleri içeriye girdilerse de Jüstinyani yetişerek Türkleri çıkardı, bu sırada Murad Paşa, Jüstinyani'yi öldürmek üzere saldırdıysa da kendisi maktul düştü; imparatora kaçması teklif edildi ise de bunu kabul etmedi ve hemen surlar tarafına koştu bu sırada Türkler içeriye girdilerse de imparator tarafından geri atıldılar.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">29 Mayısta umumî hücum yapılacağı Galata Cenevizlilerinden ve Osmanlı ordusunda bulunan Rumların okların ucuna takıp attıkları kâğıtlardan haber alınmış olduğundan imparator ile Jüstinyani mümkün olduğu kadar hazırlanmışlardı; 28 Mayıs gecesi Ayasofya kilisesinde büyük bir âyin yapıldı, imparator da bu âyinde bulundu; sonra Vlaherna (Tekfursarayı) sarayına geldi, vedalaştı; surları teftiş etti; ayın 28 inci sabahı saat ikiden itibaren hücum esnasında yapılacak işler ve malzeme hazırlandı; sabahtan başlayan top ateşi açılan gediklere teksif edildi ve Topkapı'da Liküs vadisine inen sırt tarafındaki gedik  büyütüldü.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Çiftesütun'larda yani Tophane ile Fındıklı limanında yatan donanma Bahçekapısı'ndan Langa ve Samatya'ya kadar olan surları abluka ederek müsaid yerlerde karaya asker çıkarıp merdivenlerle surlara çıkacaklardı; bunların surlara tırmanma hareketi gemideki ok ve manciniklerle himaye olunacaktı. Haliç'teki donanma da Tahtakapı'dan Unkapanı kapısına kadar olan mahalle karşı cephe aldılar.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Kara muhasarası tertibatı evvelce gördüğümüz gibi ilk muhasara günündeki tertibatın aynı idi; yani sağ kolda îshak ve Mahmud ve sol kolda Karaca Paşa'lar ve Topkapı cephesinde de bizzat Sultan Mehmed bulunuyordu.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Umumi Hücum ve Şehrin Zaptı</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">29   Mayıs   gecesi   başlayıp   sabaha  yakın   saate kadar devam eden iki hücumdan sonra, 29 Mayıs salı günü sabaha karşı umumî hücum başladı; asıl netice alınacak kısım Topkapı ile Edirnekapısı arasında açılmış olan gedik olup pâdişâhın bulunduğu merkez kolu buraya hücum ediyordu. Birinci umumî hücum iki saat, arkasından yapılan ikinci umumî hücum bir buçuk saat sürmüş ve henüz bir sonuç elde edilememişti; müdafiler de canlarını dişlerine alarak çalışıyorlar, surlara merdiven koyup çıkanları grojuva ateşiyle ve sair vasıtalarla öldürüyorlardı; diğer kollardaki hücumlarda bir muvaffakiyet elde edilemedi.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Bunun üzerine merkez kolundaki yeniçeriler ve ihtiyat kuvvetleri son koz olarak ileri sürüldü. Bu defa bizzat pâdişâh da yeniçerilerle beraberdi; imparator da bu cephede bulunuyordu; bu sırada surları büyük bir azimle müdafaa eden başkumandan Jüstinyani elinden ve kolundan yaralandı ve ziyade kan zayi ettiğinden dolayı imparatorun ricasına rağmen müdafaayı terk ederek çekilmişti (<span style="color: #993300;"><b>50</b></span>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Bu hücum esnasında yeniçeriler hendek önüne kadar gittiler. Pâdişâh bunları orada durdurdu ve okçular ve arkebozcuların yağdırdıkları ok ve arkebozların himayesi altında olarak hücuma sevk etti; yeniçeriler hendeği aşarak sura dayandılar. Yeniçeriler arasında iri yarı Ulubadlı Hasan isminde bir yeniçeri kalkanını sol eli ile başının üzerinde tutarak sağ elinde palası olduğu halde ilk olarak surun üstüne çıktı; bunu gören otuz kadar yeniçeri onu takip ettiler ise de müdafilerin ok ve taşlar ile sekizi öldürüldüler. Ulubadlı Hasan yaralanmasına rağmen diğer arkadaşlarının sura çıkmalarına yardım etti; fakat bunlar da öldürüldü ve Ulubadlı Hasan da büyük bir taşa takılarak surdan aşağı düştü ve yukarıdan atılan ok ve taşlarla şehid oldu (<span style="color: #993300;"><b>51</b></span>). Fakat hücum devam ettiğinden sura çıkanlar çoğaldı ve surun üstünde tutundular. Bunu müteakip topla tahrip edilen yerden yeniçeriler içeri girip birinci surla ikinci sur arasındaki sahayı (Prevolos) işgal ettiler; buradaki müdafileri püskürttüler. İmparator maiyyeti ile Pemton kapısına doğru kaçtı; şiddetle takip olunuyorlardı, Kostantin omuzundan yaralanmış ve yanındaki Kantakuzen maktul düşmüştü; imparatorun kaçtığını ve kendilerine doğru geldiğini gören ikinci sur müdafileri de paniğe tutuldular; rivayete göre bu panik esnasında imparator da düşerek çiğnenip öldü (<b><span style="color: #993300;">52</span></b>). Dış sur düştükten ve iki sur arasındaki saha (Provolos) temizlendikten sonra müdafaasız kalan iç surlar da alındı. Topkapı içeriden kırıldı ve Türk kuvvetleri bu kapıdan içeri şehre girdiler. Silivri kapısı tarafındaki bir gedikde zorlanarak buradan da şehre girildi; yalnız Giridli gemicilerin müdafaa ettikleri Vasileos (Basil) Leon ve Aleksiyüs burçları alınamadı, bunlar kahramanca döğüştüler; bunların müdafaaları padişaha arzedilerek kendilerinin gemileriyle mallarının serbest bırakılması şartiyle teslim olarak gittiler (<span style="color: #993300;"><b>53</b></span>). Haliç tarafındaki donanma efradı Odun kapısından girdiler.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Topkapı ile Edirnekapı arasından girilerek surlar işgal olunacağı sırada Karaca Paşa kolunda bulunan ve dışarısı ile muhabere etmek üzere evvelden kapatılmış olup Kostantin'in emriyle açılmış olan Kerkaporta (Canbazhane kapısı)'nın açık bulunduğunu anlayan Türk askerlerinin elli kadarı buradan içeri girmişler ve arkalarından iltihak edenlerle kuvvetlenerek o tarafta Karaca Paşa kuvvetlerine karşı müdafaada bulunan  Rumlara baskın yaparak bunları kaçırmışlar ve bu suretle bu taraftan da suru işgal etmişler ve Osmanlı sancağını dikmişlerdir.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b><i>İşte elli dört gün süren ve 18 Nisan, 6, 12 ve 29 Mayısta yapılan dört büyük hücumdan sonra —ki sonuncusu bunları en umumisi idi— Şarkî Roma împaratorluğu'nun 1125 senelik başşehri olan (<span style="color: #993300;">54</span>) İstanbul ( Kostantiniyye) 20 Cemaziyelevvel 857 / 29 Mayıs 1453 salı günü zabtedildi</i></b>(<b><span style="color: #993300;">55</span></b>). Deniz tarafında donanmaya karşı müdafaada bulunan müdafiler, sura çıkmak isteyenlerle mücadele edip mukavemet ediyorlardı. Fakat bunlar şehrin karadan işgal edildiğini Türk askerlerinin saat üçte o tarafa gelmeleri üzerine anlamışlardı. Rumların sur haricindeki Türk kuvvetleriyle harb ettiklerini gören Türkler surlarda bulunan Rumların üzerlerine hücum ederek bunları öldürmeğe başlamışlar ve bu suretle dışarda gemilerde bulunan askerler de deniz tarafındaki kapıdan içeriye girip ganimet elde etmeğe muvaffak olmuşlardır. Şu halde deniz tarafındaki surlar İstanbul'un kara tarafından işgalinden bir buçuk, iki saat sonra işgal olundu (Dukas s. 293). Marmara tarafındaki surların bir kısmına kumanda eden Çelebi Mehmed'in oğlu Şehzade Orhan, şehrin işgal edildiğini haber alınca elbisesini değiştirerek askerler arasına karışmış ise de aranıldığını haber alması üzerine kendisini surdan atarak intihar etmiş ve başı kesilerek pâdişâha getirilmiştir. Donanma efradının da şehre girdiğini gören Haliç'teki ecnebi gemileri fırsatı kaçırmıyarak kaçabilenler mültecileri  alarak    limandan    uzaklaştılar.  Françes, Türklerin saat iki buçukta şehre hâkim olduklarını yazar ki öğleden sonradır (<span style="color: #993300;"><b>56</b></span>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">İmparator XI. Kostantin pek çok müşkilâta ve yapılan ihanetlere rağmen büyük bir azimle şehri müdafaa etmiş, kendisine deniz yoluyla kaçması teklif edildiği halde bunu red ederek askerinin başında ve memleketinin müdafaası uğrunda can vermiştir. Kostantin ölümünde kırk dokuzla elli yaş arasında idi (<b><span style="color: #993300;">57</span></b>). İstanbul fethini müteakip alınan esirlerin mikdarı elli bin kadardı.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3pXQ_5cP5x6bVSUKC5qrFQ5anyWVIG_RIzp1T0v1XQEmVj62bpBq3mCT9ncePWWa9ZdGtKTGXY4xvLvQzBVuro_1MtZX4M9QbHLjGt2jycAnC3qlAm-FY96YLPmh7McD8-qP79pw_25s/s1600/ist-fethi-res.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3pXQ_5cP5x6bVSUKC5qrFQ5anyWVIG_RIzp1T0v1XQEmVj62bpBq3mCT9ncePWWa9ZdGtKTGXY4xvLvQzBVuro_1MtZX4M9QbHLjGt2jycAnC3qlAm-FY96YLPmh7McD8-qP79pw_25s/s320/ist-fethi-res.JPG" width="320" /></a></div><span style="color: navy; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b>Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’a Girmesi (<span style="color: #993300;">58</span>)</b></span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;"><b><i>Yirmi iki yaşında İstanbul'u fethederek tarihte FATİH unvanını almış olan II. Mehmed</i></b>, surların işgal edilip askerin şehre girmesinden sonra halk, kadın, çocuk, büyük kiliseye doğru kaçışıyor ve kaçamıyanlar esir ediliyorlardı (<b><span style="color: #993300;">59</span></b>). Askerler, Ayasofya'ya kadar gittiler, kiliseye dolmuş olan halk arasından istedikleri kadar esir aldılar. Fatih sıkı bir muhafaza altında olarak maiyyetinde vezir, ulema ve sair ileri gelen devlet adamlariyle birlikte muhteşem bir alay ile Topkapısından şehre girdi. Fatih'in İstanbul'a girişi hakkında müellif, eski tarihçiler tarafından görülmiyerek son senelerde yayınlanmış olan bir vekayinâmeden aldığım hulâsayı aşağıya yazıyorum (<b><span style="color: #993300;">60</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">"Şehirde yer yer mücadele oluyordu; kumandanlar Padişaha: Sen bizzat şehre girmezsen biz ahaliyi itaat ettirmeğe mecbur kalamayız deyince, Sultan Mehmed: imparatorun aranmasını emrettiği gibi, halka taarruz edilmemesini ve halkın itaat eylemesini emreyledi; bu suretle şehirde sükûnet hasıl oldu. Şehirdeki bütün ölüler yakıldı, şehir temizlendi; padişah Romanos (Topkapı) kapısından şehre girerek, Ayasofya kilisesine gitti, oraya gelince atından indi, (Şükrane olarak) yere kapandı ve toprak alıp başının üstüne götürdü; bu esnada patrik, papaslar, pek çok halk, kadın, çocuk toplanmışlardı; padişah şehrin fevkalâde olduğunu görerek:</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">— "Hakikaten bunlar erkek adamlarmış. Onların muharebe esnasında böylece çarpışmaları ve ölmekten saadet duymaları boşuna değilmiş" dedi; sonra Ayasofya’ya girdi, mukaddes mahalde durdu, patrik ve halk yerlere atılarak ağlaştılar; Sultan Mehmed onlara elleriyle susmalarını işaret etti; sükûnet teessüs edince patriğe:</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">— "<b><i>Ayağa kalk. Ben Sultan Mehmed sana ve arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki, bu günden itibaren artık ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkmayınız</i></b>" dedi. Sonra, ordusunun    kumandanlarına   dönerek: askerin halka hiç bir fenalık yapmamalarını emretmelerini ve herhangi birisi bu emre itaat etmezse ölümle cezalandırılacağını bildirdi (<b><span style="color: #993300;">61</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Kilisenin her tarafını ve hazinelerini görmeği arzu ederek herkesin dışarı çıkmasını emretti; fakat halk ağır ağır çıktığından ve kendisi de bunu bekliyemiyeceğinden dışarı çıktı ve imparatorun sarayına gitti. Orada karşısına Kostantin'in başını getiren bir Sırp çıktı; padişah Rum beylerine bu başın Kostantin'in başı olup olmadığını sordu. Onundur dediler, bunun üzerine:</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">— "Allah seni ne kadar yüksek yaratmıştı ve seni imparator yapmıştı; niçin böyle boş yere helak olmak istedin?" dedikten sonra kesik başı patriğe gönderdi (<b><span style="color: #993300;">62</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Kostantin'in zevcesi împaratoriçe kocasiyle son defa vedalaşıp ayrıldıktan sonra İstanbul'un işgali üzerine Rum beyleri tarafından kızları ve asıl ailelere mensup kadınlarla birlikte Jüstinyani'nin gemisiyle Mora'ya götürüldü. Sultan Mehmed bunları kaçıranların kimler olduğunu tahkik edip öğrendi ve bunları idam eyledi;  akşam üzeri sur dışındaki karargâhına döndü (<span style="color: #993300;"><b>63</b></span>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">Tarihin ikinci cildinde görüleceği üzere Fatih Sultan Mehmed, patrik intihabı ve İstanbul'un tanzimi için görülecek işleri tertip ve icabeden memurları tâyin ettikten ve on sekiz hazirana kadar  İstanbul'da  kaldıktan   sonra   Edirne'ye   döndü  ve büyük bir zafer alayiyle şehre girdi (<b><span style="color: #993300;">64</span></b>).</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="font-family: Verdana; font-size: x-small;">İstanbul'un zabtından üç veya beş sene sonra (1456 veya 1458) Lâtinlerin elinde bulunan Atina alındı ve Peloponez de dahil olduğu halde bütün Yunanistan elde edildi.</span></div><div align="justify" style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: maroon; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><a class="Siyahlink" href="http://www.ttk.org.tr/index.php?Page=Sayfa&No=158" style="color: black; font-family: verdana; font-size: 10px; text-decoration: none;"><b>Dipnotlar:</b></a></span></div><div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i><span style="color: red;">*</span> <span style="color: red;">Kaynak</span>: Osmanlı Tarihi, I. Cilt, Anadolu Selçukluları ve Anadolu Beylikleri hakında bir mukaddime ile Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan İstanbul'un fethine kadar, Ord. Prof. İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI, 467-493 ss. ttk.org.tr</i></b></span></div><div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i><br /> </i></b></span></div><div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: blue; font-family: Verdana;"><b><i>İstanbul'un fethi şiirleri</i></b></span></div><div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i><span class="Apple-style-span" style="color: black; font-family: 'Times New Roman'; font-size: small; font-style: normal; font-weight: normal; line-height: normal;"><span class="title" style="color: #444444; font-family: Georgia,Arial; font-size: 40px; text-decoration: none;">Arif Nihat Asya'nın Fetih Marşı</span></span><span class="Apple-style-span" style="color: black; font-family: 'Times New Roman'; font-size: small; font-style: normal; font-weight: normal; line-height: normal;"><br /> </span><span class="Apple-style-span" style="color: black; font-family: 'Times New Roman'; font-size: small; font-style: normal; font-weight: normal; line-height: normal;"><b>Milliyetçi kişiliği ile tanınan Arif Nihat Asya'nın yazdığı bu şiir, Yıldırım Gürses tarafından bestelenmiştir.</b></span><span class="Apple-style-span" style="color: black; font-family: 'Times New Roman'; font-size: small; font-style: normal; font-weight: normal; line-height: normal;"><br /> </span><span class="Apple-style-span" style="color: black; font-family: 'Times New Roman'; font-size: small; font-style: normal; font-weight: normal; line-height: normal;"><br /> </span><span class="Apple-style-span" style="color: black; font-family: 'Times New Roman'; font-size: small; font-style: normal; font-weight: normal; line-height: normal;"><span class="yazi" style="color: #2d2d2d; font-family: Arial,Verdana,Tahoma; font-size: 13px; font-style: normal;">Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;<br /> Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;<br /> Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek<br /> <br /> Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?<br /> Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..<br /> <br /> Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden....<br /> Senin de destanını okuyalım ezberden...<br /> Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...<br /> <br /> Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...<br /> Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..<br /> <br /> Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...<br /> Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?<br /> Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini<br /> <br /> Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;<br /> Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..<br /> <br /> Bu kitaplar Fatih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır.<br /> Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinan'dır.<br /> Haydi artık uyuyan destanını uyandır!..<br /> <br /> Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın<br /> Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın!..<br /> <br /> Delikanlım, işaret aldığın gün atandan<br /> Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan!<br /> Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan....<br /> <br /> Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;<br /> Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..<br /> <br /> Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!<br /> Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!<br /> Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...<br /> <br /> Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın?<br /> Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..</span></span></i></b></span></div><div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i><span class="Apple-style-span" style="color: black; font-family: 'Times New Roman'; font-size: small; font-style: normal; font-weight: normal; line-height: normal;"><span class="yazi" style="color: #2d2d2d; font-family: Arial,Verdana,Tahoma; font-size: 13px; font-style: normal;"><br /> </span></span></i></b></span></div><div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i><span class="Apple-style-span" style="color: #383838; font-family: Tahoma,Verdana,Arial; font-size: 17px; font-style: normal; line-height: normal;">BİZANS GÖRÜNDÜ KARŞIDAN<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Geldik surların önüne, <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />İçimizde garip bir sevinç <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Tamamlamışız vuslatın tadını<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Böyle hiç. <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Yeditepe kardeş kardeş gülümser, <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Boğaz’ın mavi rüzgârları, <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Bir esinti sarhoşluğu içinde<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />İstanbul sizin der.<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Elbet bizim olacak İstanbul,<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />İnanmışız,<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Denizlerden, dağlardan, ovalardan gelen<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Bu nurlu bahar içinde yıkanmışız. <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Temiz ellerimizde açacak,<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />İstanbul çiçek çiçek.<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Şimdi surlar önünde dalgalanan bayrak,<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Yarın Bizans göklerine yükselecek.<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Arif Hikmet PAR</span></i></b></span></div><div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i><span class="Apple-style-span" style="color: #383838; font-family: Tahoma,Verdana,Arial; font-size: 17px; font-style: normal; line-height: normal;"><br /> </span></i></b></span></div><div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i><span class="Apple-style-span" style="color: #383838; font-family: Tahoma,Verdana,Arial; font-size: 17px; font-style: normal; line-height: normal;"></span></i></b></span></div><div style="color: #901616; font-size: 18pt; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i>İstanbul'un Fethi</i></b></span></div><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i>Aştık geçilmez dağlar üstünden<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Öyle vakur, öyle heybetli <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Vardık ot bitmeyen vadilere <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Ayağımız değdi yeşerdi! <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Gönlümüzde büyüklüğü Asya’nın <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Yıktı köhneliğini orta zamanın <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Zamanın karanlığı ortasında <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Şimşek örneği parlayan kılıcımız <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Nur yağdırdı aydınlık yeni günlere<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Eskilik, karanlık düşüverince yere,<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Dağlar, denizler misali,<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Yol verdi gemilere!<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Sustu kulakları tırmalayan çan; <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Burca bayrak dikince Ulubatlı Hasan!<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />İbrahim MİNNETOĞLU</i></b></span><br /> <div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i><span class="Apple-style-span" style="color: #383838; font-family: Tahoma,Verdana,Arial; font-size: 17px; font-style: normal; line-height: normal;"><br /> </span></i></b></span></div><div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i><span class="Apple-style-span" style="color: #383838; font-family: Tahoma,Verdana,Arial; font-size: 17px; font-style: normal; line-height: normal;"></span></i></b></span></div><div style="color: #901616; font-size: 18pt; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i>Fetih Zamanı</i></b></span></div><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i>Havanın mavisinde, denizin yeşilinde <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Bir türkü, Ortaasya’dan beri duymuşuz. <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Anamızın sütünden bayraklara kadar<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Yüce fetihle büyümüşüz. <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Yakmış gecemizi yıldızlar <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Burçlardan yana uyanmışız. <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Bir yazı gibi tepeler alnında <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Yazılmışız, silinmişiz.<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Nur ile kuvvet ile aşk ile <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Kaderin büyüsünü bozmuşuz. <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Görmüşüz suretini güzelliğin <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Koca feleklere görünmüşüz. <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Cihanın yarısı gök; <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Önünde şehit şehit durmuşuz, <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Cihanın yarısı İstanbul <br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Almışız.<br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" /><br style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" />Fazıl Hüsnü DAĞLARCA</i></b></span><br /> <div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i><span class="Apple-style-span" style="color: #383838; font-family: Tahoma,Verdana,Arial; font-size: 17px; font-style: normal; line-height: normal;"><br /> </span></i></b></span></div><div style="font-family: verdana; font-size: 12px; line-height: 16px;"><span style="color: #999999; font-family: Verdana;"><b><i><br /> </i></b></span></div>

POLEMİK ANALİZ TARİHİ GERÇEKLER İstanbul'un Fethi

İSTANBUL ÜZERİNE HAREKET İlk Gelen Kuvvet ve Şehir Haricindeki Kalelerin İşgali Daha muhasara   başlamadan evvel Boğazkesen hisarının yapılm...

Devamı »