0
Kent ve kale inşa etmede yetenekli, çok iyi taş ustası idiler.Demir silahlar ve savaş aletleri üreten savaşçı bir toplumdu.
Doğu Anadolu'da sulama amaçlı ilk göletleri kurdular, kanallar ve karayolu sistemleri geliştirdiler. Örneğin, günümüzde de Van Ovasını sulamaya devam eden 50 km uzunluğundaki Şamram kanalı kral Minua tarafından yaptırılmıştır.


Prof. Dr. Oktay Belli, Anadolu'nun en eski medeniyetlerinden biri olan Urartuların Van ve çevresinde yaptığı sulama kanallarının yüzde 12'sinin kullanıldığını belirtti.Prof. Dr. Belli, 1987 yılından bu yana bölgede yaptığı araştırmalarda 125 sulama kanalını tespit ettiğini söyledi.

Van'da dün başlayan 5. Uluslararası Van Gölü Havzası Sempozyum'unda İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Belli, 'Eskiçağ'da Anadolu'nun En Görkemli Başkenti: Van Kalesi' başlıklı bir sunum yaptı.

Oktay Belli, Urartulara başkentlik yapan Van Kalesi'nin Anadolu'da kurulan eski medeniyetlere başkentlik yaptığı için diğer yerleşim yerlerinden farklı bir konumda olduğunu söyledi.
 
Güneydeki Erek dağı ile kuzeyindeki Van Gölü, batısındaki yüksek yerin ortasında kalan Van Kalesi'nin dışardan gelen darbelere karşı iyi bir korunak olduğunu ifade eden Belli, "Van'da hüküm süren Urartu medeniyetin adının Asur Krallığı tarafından bu bölgeye verilen ve 'dağlık ülke' anlamına gelen coğrafik bir terimdir. Urartular, çivi yazıların kendi gramerlerini oluşturarak yaptıkları yazıtlarında 'Bianlı' olduklarını belirtmişlerdir. Bian kelimesi zamanla değişime uğrayarak 'Vian' olmuştur. Urartular aslında Kafkas kökenli ve dilleri Kafkas dil ailesinden geliyor. Abhazya-İnguş diline benzerlik gösteriyor" dedi.

Urartulardan önce Van'da 2 ayrı başkent kurulduğunu ifade eden Belli, aynı dönemde bölgeye hükmeden Asur Krallığının bu başkentleri tahrip ettiğini kaydetti.

Asurların bölgede kendisinden başka güçlü bir krallığı istemediğini anımsatan Belli, şunları söyledi: "Bir zaman sonra Kral Sardur tarafından Urartu Krallığı kuruluyor. Urartu krallığı bölgeye hükmeden Asurlara hiçbir şekilde haraç vermiyor. Bunun üzerine yakın çevredeki yerleşim birimleri de Asur Krallığı'na haraç vermemeye başlıyor. Urartular, çevresine göre korunaklı olan Van bölgesini sembolize eden, özellikle doğu ile batı arasında bir köprü görevi gören bin 350 metre uzunluğundaki Van Kalesi'ni başkent yapıyor."

Urartuların Van Kalesi'ni başkent yaptıktan sonra çevresinde yerleşim alanları oluşturmaya başladığını ifade eden, Prof. Dr. Belli, başta günümüzde kullanılan Şamran Kanalı olmak üzere yaptıkları yüzlerce kanalla Van ve çevresini 3 asır boyunca bölgeye atın çağını yaşattığını söyledi.

Yapılan sulama kanalların yüzde 12'si günümüzde hala kullanıldığını anımsatan Belli, 1987 yılından bu yana bölgede yaptığı kazı ve araştırmalarda 125 kanalı bizzat tespit ettiğini vurguladı. Belli, dünyanın ilk hidroelektrik uygarlığı olan Urartu Medeniyeti'nin, ilk kez yol yaparak modern kentler kurduğunu söyledi.

Günümüzde Vanlıların 'deniz' dediği Van Gölü'nün Urartular döneminde 'deniz' olarak adlandırıldığını anımsatan Belli, Urartu dönemindeki insanların zaferlerini Van Gölü'nde kutsadıklarını belirtti.

Van Gölü'nün kutsal olarak kabul edildiği ve savaşlardan sonra kılıçların denizde yıkandığını dile getiren Belli, Van Kalesi'ndeki Meher Kapı'daki yazılarda 1 sığır ve 2 koyunun kurban edildiğini anlatıldığını ifade etti.
URARTULAR KISA BİR BAKIŞ  
 Urartular İ. Ö. I. binin başlarında Van Gölü çevresinde bir devlet kurmuşlardır. En güçlü dönemlerinde Urartu Devletinin toprakları Urmiye Gölünden Fırat Nehri Vadisine, Kafkasya’nın güneyindeki Gökçegöl, Aras Nehri Vadisi ve Karadeniz’in doğu sahillerinden Musul’a, Halep’e, Akdeniz’e kadar uzanan geniş bir alanda idi. Urartu toprakları yüksek ve kayalık dağlarla çevrili düzlüklerden, platolardan, dar ve derin vadilerden meydana gelmiştir. Doğu Anadolu’nun sert doğa koşullarına uymak zorunda kalan Urartular hayvancılık ve ziraatte başarılı olmuşlardır. Doğu Anadolu Bölgesi hayvan yetiştirilmesine uygun olduğu kadar ziraate de elverişli ovalara ve zengin maden filizlerine sahiptir. Bölgenin bu doğal zenginlikleri, Mezopotamya kavimlerinin eski zamanlardan beri dikkatini çekmiştir. Bundan dolayı bu topraklar sık sık Asur akınlarına uğramıştır. Bu akınlara karşı koymak zorunda kalan Urartular İ. Ö. I. binin başlarında birleşerek merkezi bugünkü Van (Tuşba) olan Urartu Devletini kurmuşlardır.

İ. Ö. 600 yıllarında kuzeyden gelen Med - İskit akınlarıyla ortadan kalkan Urartu adına ilk defa İ. Ö. XIII. yüzyılda hüküm süren Asur kralı I. Salmanasar’a ait çivi yazılı belgelerde rastlanmaktadır.
Urartular Asur etkisinden kendilerini kurtaramamışlar ve başlangıçta onların dilini, yazılarını kullanmışlardır. Çivi yazısını kullanmış olan Urartular’ın dillerini okumak, ele geçen Asur ve Urartu dillerinde yazılmış iki yazıt ile bu dili çözmek mümkün olmuştur. Az sayıdaki resmi veya ticari mektuplar pişmiş toprak tabletler üzerine yazılmış metinlerle yapılıyordu. Urartular’ın bırakmış oldukları yazılı belgeler Asurlular’ınkinin aksine kuru ve cansızdır. 
Ele geçen Urartu çivi yazılı tabletleri sayıca çok az olup kontrat ve mektuplardır. Urartular’ın en önemli kitabeleri taş levhalar üzerinde bina bloklarında veya kayalar üzerindedir. Bunun yanında Hitit hiyeroglifine benzeyen bir çeşit resim yazısını da kullanmışlardır. Ele geçen Urartu çivi yazılı belgelerde Urartu krallarının kazandıkları zaferlerden, ele geçirdikleri esir ve ganimetlerden, inşa edilen sulama kanalları, kaleler ve mabetlerden söz edilmektedir. Büyük su kanalları, suni göller yapan, araziyi sulamada ve bataklıkları kurutmada büyük başarı elde eden Urartular’ın bütün bu özelliklerini Asurlular’ın bırakmış oldukları belgeler de doğrulamaktadır. Asur kralları Urartu topraklarının bereketinden, mabet ve resmi depolarının zenginliğinden metinlerinde söz etmişlerdir.
 Urartular’da Din
Başkent Tuşpa (Van) olan Urartu Devleti; en güçlü döneminde günümüzdeki Doğu Anadolu, Kuzeybatı İran, Irak'ın küçük bir bölümü ile Ermenistan'ın güneyine egemendi. Sınırları kuzeyde Erzurum-Kars-Ardahan yaylası, güneyde Toroslar, doğuda Urmiye Gölü havzası, batıda Fırat Nehri (şimdiki Karakaya baraj alanı) olarak çizilebilir. Urartu döneminde kuzeyde Diauehi, Qulha, Tariu ülkeleri ile bozkırlı Isqugulu toplumları, batıda Hatti (Melitea, Qumaha ve Tabal), güneyde Assur güneydoğuda Mana ve Parşua ülkeleri bulunmaktaydı.

Urartu adına Assur yazıtlarında ilk kez Uruatri biçiminde M.Ö.XIII.yy rastlanmaktadır. M.Ö. XIII yy ile IX. yy arasında Uruatri ve Nairi toplulukları Doğu Anadolu'da beylik ve aşiretler halinde yaşamışlardır. Bölgede Urartularda Krallık M.Ö. IX. yy ortasında I. Sarduri ile ilan edilir. İlk Urartu yazıtı ve Van Kalesi'ndeki ilk anıtsal mimari bu krala aittir. Uratu Krallığı ;M.Ö. 7. yy'daki en güçlü krallarındandan biri olan II. Rusa'dan sonra ise gittikçe zayıflamış ve M.Ö. VI. yy başlarında tarih sahnesinden çekilmiştir.
Urartular’da Din ve Tanrılar Van/ Meher Kapı anıtındaki yazıta göre, Urartu'da adlarına belirli dönemlerde kurban kesilen ve ilk üç sırayı Haldi, Teişeba ve Şivini’nin paylaştığı 79 tanrı, tanrıça, tanrısal özellik bulunmaktadır.Haldi ;(Eşi Bagbartu/ Bagmaştu/ Arubani) Urartuların baş tanrısı idi. Haldi, Assur yazıtlarında XIII.yy'dan itibaren rastlanan bir isim idi. En büyük tapınağı Muşaşir'de idi. Teişeba (Fırtına T) Hurri kökenlidir ve Hititlerde Teşup ile aynı tanrı olmalıdır. Şivini de (Güneş T) Hurri kökenlidir. Hititlerdeki Şimegi'nin karşılığıdır. Urartular Anzaf, Çavuştepe, Ayanıs ve Toprakkale gibi büyük merkezlerde tanrıları için kule tipi tapınaklar ve Meherkapı gibi açık alanlardaki kayalara kapı görünümlü kutsal nişler yapmışlardı.
Ölü Gömme Urartu'da yakarak veya yakmadan gömü yapılmaktaydı. Yönetici kesim ve olasılıkla aileleri büyük kale ve merkezlerin yakınındaki çok odalı kaya mezarlarına birlikte, diğerleri ise olasılıkla sosyal statülerine göre toprak altına inşa edilen oda mezarlara, basit toprak mezarlara veya yakılarak urne adı verilen küplere gömülmekteydiler. Merkezde Van Kalesi, batıda Palu, Mazgirt, Altıntepe'de, kuzeyde Aras Nehri'nin güney bölgesinde, doğuda Sangar (İran'da Bastam'ın kuzeyi) gibi önemli merkezlerin yakınında çok odalı kaya mezarları bulunmaktadır. Dilkaya, Karagündüz ve Yoncatepe'de ise soyulmadan günümüze ulaşmış, içinde birden çok gömü bulunan yeraltı oda mezarları incelenmiştir. KAYNAK :K.KÖROĞLU

   

Yorum Gönder Blogger

DİKKAT!
İfadeler şekiller, jpg, gif, png,bmp formatlarında resim, foto, video, müzik ekliyebilirsiniz.Resim eklemek için-- [img] resim linki [/img] // Müzik eklemek için :-- [nct]Müzik linki [/nct] Youtube Video ekleme:-- [youtube] Youtube Video Link [/youtube] Link kapanış kutucukların arasına boşluk bırakın
***KÜFÜR HAKARET İÇEREN YORUMLAR SİLİNECEKTİR***
Gülen ifade eklemek için işaretleri kullanın
:) (: :)) :(( =)) =D> :D :P :-O :-? :-SS :-t [-( @-) b-(

 
Top