19 Ağustos günkü Bugün gazetesinin internet sitesinde bir haber şaşırttı beni, ilginç olan bu haberi sizlerle paylaşmak istedim. Ne kadar doğru bilemiyorum ama olurmu olur neticede bu coğrafyada hepimiz bir yerlerden bir yerlere gitmedikmi? Atatürk Malatyalımı? Yazarın iddası doğrumu acaba ?
'ATATÜRK MALATYALI, YEĞENLERİ DE YAŞIYOR'
Atatürk'ün hayatı bize ezberletilenden çok farklı olabilir mi? Malatya'daki bir tapu davasından çıkan belgeler bu soruyu gündeme getirdi.
Atatürk'ün gerçek memleketi
Mustafa Kemal Atatürk 'ün hayatını ezbere biliriz. Anaokulundaki çocuğa sorsanız, “1881 yılında Selanik'te doğdu, annesi Zübeyde Hanım, babası Ali Rıza Bey” diye saymaya başlar. Bu bizim resmi ezberimizdir.
Aksi de şu ana kadar ispat edilemedi. Bunca yıl sonra birileri çıkar da, “ Atatürk hakkında bütün bildiklerinizi unutun” derse, ne yaparsınız? Kimse inanmaz değil mi? Ya da şaşırırsınız. Peki, Atatürk gerçekten farklı bir hayat öyküsüne sahipse? Memleketi, hatta annesi ve babası bile farklı biriyse? Bu gerçekleri bildiği halde ‘devletin bekası' adına bizzat kendisi göz yumduysa?
Atatürk 'ün büyük sırrı
Bu günlerde hummalı bir kitap çalışması var. Kitabın adı,”Mustafa'dan Kemal'e, Atatürk 'ün Büyük Sırrı”. Yazarı genç bir isim. Fatih Bayhan. Yıllardır bu işle uğraşıyor; belge, bilgi topluyor. Uğraşı alanı ‘kozmik' olunca isminin yazılmasını istemiyor. Çalışmalarını gizlilik üzerine yürütüyor. Atatürk 'ün gizli kalmış hayat öyküsünü kaleme alıyor. Ama ne öykü? Hollywood senaristleri duysa filme çeker. O derece ilginç ve şaşırtıcı. Masasının üzerini dolduran belgeler bize bambaşka bir Atatürk anlatıyor. Ezberi bozduğu gibi hayretler içinde bırakıyor. Eğer, bu kitapta yer alacak belgeler doğru ise en başta bütün ders kitapları değişir. Atatürk 'ün hayatı yeniden yazılır.
O yazarla buluştum. Bana inanmakta güçlük çektiğim şeyler anlattı, kimi Osmanlıca belgeler gösterdi. Elinde tapu, nüfus kayıtları, mahkeme tutanakları ve ses kayıtları olduğunu söyledi.
Ve anlatmaya başladı: ”Mustafa Kemal, Malatya Akçadağ'da doğdu. Ailesi Çakıroğulları diye biliniyor. Babası Mamo lakaplı Mehmet Reşat Bey. Türkmen kökenli, Teşkilat-ı Mahsusa üyesi. Annesi Ayşe Hanım. Akçadağ'da çiftlikleri var. Halası Zübeyde Hanım, çeteler tarafından kaçırılıp, bir süre alıkonuyor. Aile, laf-söz olmasın diye O'nu çiftliklerinde çalışan Ali Rıza Efendi ile evlendirip, Selanik'e gönderiyor. Atatürk 5 yaşındayken babası, çeteler tarafından şehit ediliyor. Ayşe Hanım, oğlunu alıp Selanik'e gidiyor.O da vefat edince Ali Rıza Bey ve Zübeyde Hanım, küçük Mustafa'yı nüfusuna geçiriyor.” Hepsi bu kadar değil. Devamı da var. “ Atatürk , 1931 yılında Malatya 'ya gidince aileyi belediye hoparlöründen anons ettirmiş. Daha sonra da maaş bağlatmış. Atatürk 'ün abisi Ömer de cephede şehit olunca maaş çocuklarına geçmiş. Halen de ödenmeye devam ediyormuş…”
Anlatılanlara inanasım gelmedi. Ne de olsa ilk kez duyduğumuz şeylerdi bunlar. “Niye şimdi?” diye sordum. Madem böyle bir durum var, bunca yıldır neden kimse konuşmadı? Atatürk , bile bile niye sustu? Ya Akçadağ'daki yakınları? Atatürk , bir ulusun simgesi. Böyle bir ismin hayatı yüz yıldır yanlış biliniyor olabilir mi? Dedim ya her soruya bir cevabı mutlaka var. Anlattığına göre, devletin derinlikleri ve Atatürk 'ün yakın çevresi durumdan haberdarmış. Cumhuriyetin, devletin “bekası” adına adeta “omerta kuralı” işlemiş. Bilenler susmuş. Ebediyete kadar saklanmak istenen bu “sır” 1993 yılındaki bir tapu davasıyla ifşa olmuş. Çakıroğlu ailesi kadastro sorunu yaşayınca konu mahkemelik olmuş. Tapu, nüfus kayıtları, banka hesapları derken olay dallanıp-budaklanmış.
Ortaya Atatürk bağlantısı çıkmış. Tabii, bunu duyan Ankara derhal devreye girmiş. Bir rivayete göre, dönemin Genelkurmay Başkanı merhum Necip Torumtay apar-topar Malatya 'ya gidiyor. Belgeler toplanıp, Ankara 'nın kozmik odalarına getiriliyor.Bu arada dosya kapatılıyor;dava düşüyor. O mahkemenin tutanakları ve tanıkların ses kayıtlarının elinde olduğunu söyledi yazar. İşte böyle. İnanılması zor şeyler bunlar. Bize anlatılanlar “kurgu” ise, bu belgeler ne? Okuduklarınız, duyduğum ve gördüklerimden ibaret. Buradan yargıya varamayız. Kitap, yakında raflardaki yerini alacak. Bakalım, tarihçiler ne diyecek? Genelkurmay kayıtları,belgeler ne söyleyecek? Akçadağ'daki “akraba”lar ne anlatacak? Merakla bekleyeceğiz… ÖMER ŞAHİN - RADİKAL
FATİH BAYHAN KİMDİR?
1975 Adana doğumlu. İlkokul ve Lise’yi Adana’da tamamladı. Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ve Kamu Yönetimi Okudu. PRCI Turkey’de “Marka ve İmaj” üzerine eğitim aldı. Gazeteciliğe 1994’te İstanbul’da Muhabir olarak Başladı. Daha sonra Adana’da sırasıyla Yeni Ufuk, Zirve, Ekspres, Bölge ve Yeni Gün Gazetesi’nde Yazar, Yazı İşleri Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni olarak çalıştı.
Nokta Dergisi Adana Temsilciliği ve Kanal 7 Çukurova Haber Müdürlüğü yaptı. Aktuel, Siyaset, Tarih-Araştırma ve Deneme türlerinde yazılar yazan Fatih Bayhan’ın çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanmış bir çok makalesi bulunuyor.www.haber7.com haber sitesinde güncel makaleler yazıyor.
ÇUSAM Kurucuları arasında görev alan Yazar, Birlik Vakfı, TEMA, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, İLESAM Üyesidir. Sarı Basın kartı sahibidir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Başbakanlık’ta; Danışman, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri olarak görev aldı.
Yayınlanmış Eserleri;
Vakıf(1997) - Araştırma
Çukurova’da Vakıf Medeniyeti(1998)- Araştırma
Türk-İslam Medeniyeti’nde Vakıflarımız(1998) - Araştırma
Ramazanoğlu Vakfı ve Vakfiyeleri(1998) - Araştırma
Altınşehir Adana(1997) - Araştırma
Deprem Güncesi(1999) - Araştırma
Adana Markası(2001) - Tez
Kıbrıs Gerçeği(2003) – İnceleme/Araştırma
Satyagraha(2007) - Denemeler
Liderlik Şifreleri (2007) -Biyografi
Kayseri’den Çankaya Köşküne (2007) -Biyografi
Latife Hanım’ın Kağıtları (2007) -Biyografi
Fikriye Hanım (2008) Biyografi
Zübeyde Hanım (2009) Biyografi
Tarih Değiştiren Suikastler (2010)
Teyzem Latife (2011) adlarıyla 16 kitabı yayınlanmıştır.
Gençler İçin Safahat (2011)
Dİp Dalga Davutoğlu(2012)
Atatürk'ün Aşkı LAtife (2012)
2003’te İnceleme-Araştırma dalında “Cüneyt Canver Yılın Gazetecisi Ödülü”nü 2007’de DG “Yılın Gazetecisi”, 2009’da Çukurova Lobisince “Yılın Yazarı” ödülünü almıştır
İlgili Aramalar:
'ATATÜRK MALATYALI, YEĞENLERİ DE YAŞIYOR'
Atatürk'ün hayatı bize ezberletilenden çok farklı olabilir mi? Malatya'daki bir tapu davasından çıkan belgeler bu soruyu gündeme getirdi.
Atatürk'ün gerçek memleketi
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili ezberleri alt üst edecek bir iddia ortaya atıldı.Atatürk'ün gerçek memleketi
Mustafa Kemal Atatürk 'ün hayatını ezbere biliriz. Anaokulundaki çocuğa sorsanız, “1881 yılında Selanik'te doğdu, annesi Zübeyde Hanım, babası Ali Rıza Bey” diye saymaya başlar. Bu bizim resmi ezberimizdir.
Aksi de şu ana kadar ispat edilemedi. Bunca yıl sonra birileri çıkar da, “ Atatürk hakkında bütün bildiklerinizi unutun” derse, ne yaparsınız? Kimse inanmaz değil mi? Ya da şaşırırsınız. Peki, Atatürk gerçekten farklı bir hayat öyküsüne sahipse? Memleketi, hatta annesi ve babası bile farklı biriyse? Bu gerçekleri bildiği halde ‘devletin bekası' adına bizzat kendisi göz yumduysa?
Atatürk 'ün büyük sırrı
Bu günlerde hummalı bir kitap çalışması var. Kitabın adı,”Mustafa'dan Kemal'e, Atatürk 'ün Büyük Sırrı”. Yazarı genç bir isim. Fatih Bayhan. Yıllardır bu işle uğraşıyor; belge, bilgi topluyor. Uğraşı alanı ‘kozmik' olunca isminin yazılmasını istemiyor. Çalışmalarını gizlilik üzerine yürütüyor. Atatürk 'ün gizli kalmış hayat öyküsünü kaleme alıyor. Ama ne öykü? Hollywood senaristleri duysa filme çeker. O derece ilginç ve şaşırtıcı. Masasının üzerini dolduran belgeler bize bambaşka bir Atatürk anlatıyor. Ezberi bozduğu gibi hayretler içinde bırakıyor. Eğer, bu kitapta yer alacak belgeler doğru ise en başta bütün ders kitapları değişir. Atatürk 'ün hayatı yeniden yazılır.
O yazarla buluştum. Bana inanmakta güçlük çektiğim şeyler anlattı, kimi Osmanlıca belgeler gösterdi. Elinde tapu, nüfus kayıtları, mahkeme tutanakları ve ses kayıtları olduğunu söyledi.
Ve anlatmaya başladı: ”Mustafa Kemal, Malatya Akçadağ'da doğdu. Ailesi Çakıroğulları diye biliniyor. Babası Mamo lakaplı Mehmet Reşat Bey. Türkmen kökenli, Teşkilat-ı Mahsusa üyesi. Annesi Ayşe Hanım. Akçadağ'da çiftlikleri var. Halası Zübeyde Hanım, çeteler tarafından kaçırılıp, bir süre alıkonuyor. Aile, laf-söz olmasın diye O'nu çiftliklerinde çalışan Ali Rıza Efendi ile evlendirip, Selanik'e gönderiyor. Atatürk 5 yaşındayken babası, çeteler tarafından şehit ediliyor. Ayşe Hanım, oğlunu alıp Selanik'e gidiyor.O da vefat edince Ali Rıza Bey ve Zübeyde Hanım, küçük Mustafa'yı nüfusuna geçiriyor.” Hepsi bu kadar değil. Devamı da var. “ Atatürk , 1931 yılında Malatya 'ya gidince aileyi belediye hoparlöründen anons ettirmiş. Daha sonra da maaş bağlatmış. Atatürk 'ün abisi Ömer de cephede şehit olunca maaş çocuklarına geçmiş. Halen de ödenmeye devam ediyormuş…”
Anlatılanlara inanasım gelmedi. Ne de olsa ilk kez duyduğumuz şeylerdi bunlar. “Niye şimdi?” diye sordum. Madem böyle bir durum var, bunca yıldır neden kimse konuşmadı? Atatürk , bile bile niye sustu? Ya Akçadağ'daki yakınları? Atatürk , bir ulusun simgesi. Böyle bir ismin hayatı yüz yıldır yanlış biliniyor olabilir mi? Dedim ya her soruya bir cevabı mutlaka var. Anlattığına göre, devletin derinlikleri ve Atatürk 'ün yakın çevresi durumdan haberdarmış. Cumhuriyetin, devletin “bekası” adına adeta “omerta kuralı” işlemiş. Bilenler susmuş. Ebediyete kadar saklanmak istenen bu “sır” 1993 yılındaki bir tapu davasıyla ifşa olmuş. Çakıroğlu ailesi kadastro sorunu yaşayınca konu mahkemelik olmuş. Tapu, nüfus kayıtları, banka hesapları derken olay dallanıp-budaklanmış.
Ortaya Atatürk bağlantısı çıkmış. Tabii, bunu duyan Ankara derhal devreye girmiş. Bir rivayete göre, dönemin Genelkurmay Başkanı merhum Necip Torumtay apar-topar Malatya 'ya gidiyor. Belgeler toplanıp, Ankara 'nın kozmik odalarına getiriliyor.Bu arada dosya kapatılıyor;dava düşüyor. O mahkemenin tutanakları ve tanıkların ses kayıtlarının elinde olduğunu söyledi yazar. İşte böyle. İnanılması zor şeyler bunlar. Bize anlatılanlar “kurgu” ise, bu belgeler ne? Okuduklarınız, duyduğum ve gördüklerimden ibaret. Buradan yargıya varamayız. Kitap, yakında raflardaki yerini alacak. Bakalım, tarihçiler ne diyecek? Genelkurmay kayıtları,belgeler ne söyleyecek? Akçadağ'daki “akraba”lar ne anlatacak? Merakla bekleyeceğiz… ÖMER ŞAHİN - RADİKAL
FATİH BAYHAN KİMDİR?
1975 Adana doğumlu. İlkokul ve Lise’yi Adana’da tamamladı. Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ve Kamu Yönetimi Okudu. PRCI Turkey’de “Marka ve İmaj” üzerine eğitim aldı. Gazeteciliğe 1994’te İstanbul’da Muhabir olarak Başladı. Daha sonra Adana’da sırasıyla Yeni Ufuk, Zirve, Ekspres, Bölge ve Yeni Gün Gazetesi’nde Yazar, Yazı İşleri Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni olarak çalıştı.
Nokta Dergisi Adana Temsilciliği ve Kanal 7 Çukurova Haber Müdürlüğü yaptı. Aktuel, Siyaset, Tarih-Araştırma ve Deneme türlerinde yazılar yazan Fatih Bayhan’ın çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanmış bir çok makalesi bulunuyor.www.haber7.com haber sitesinde güncel makaleler yazıyor.
ÇUSAM Kurucuları arasında görev alan Yazar, Birlik Vakfı, TEMA, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, İLESAM Üyesidir. Sarı Basın kartı sahibidir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Başbakanlık’ta; Danışman, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri olarak görev aldı.
Yayınlanmış Eserleri;
Vakıf(1997) - Araştırma
Çukurova’da Vakıf Medeniyeti(1998)- Araştırma
Türk-İslam Medeniyeti’nde Vakıflarımız(1998) - Araştırma
Ramazanoğlu Vakfı ve Vakfiyeleri(1998) - Araştırma
Altınşehir Adana(1997) - Araştırma
Deprem Güncesi(1999) - Araştırma
Adana Markası(2001) - Tez
Kıbrıs Gerçeği(2003) – İnceleme/Araştırma
Satyagraha(2007) - Denemeler
Liderlik Şifreleri (2007) -Biyografi
Kayseri’den Çankaya Köşküne (2007) -Biyografi
Latife Hanım’ın Kağıtları (2007) -Biyografi
Fikriye Hanım (2008) Biyografi
Zübeyde Hanım (2009) Biyografi
Tarih Değiştiren Suikastler (2010)
Teyzem Latife (2011) adlarıyla 16 kitabı yayınlanmıştır.
Gençler İçin Safahat (2011)
Dİp Dalga Davutoğlu(2012)
Atatürk'ün Aşkı LAtife (2012)
2003’te İnceleme-Araştırma dalında “Cüneyt Canver Yılın Gazetecisi Ödülü”nü 2007’de DG “Yılın Gazetecisi”, 2009’da Çukurova Lobisince “Yılın Yazarı” ödülünü almıştır
İlgili Aramalar:
bilgi için teşekkürler, baya ilginç
YanıtlaSilne ilginci bildiğin saçmalık
Silhayır olamz yaa
YanıtlaSil:((( olmz çok kötü btn bildiklerimizi unutacakmıyız yanee
YanıtlaSil