0


Bir Türk'ün dünyada en ucuza gidebileceği ülke İran. Tahran'a 30 Dolara hatta 25 Dolara gitmek mümkün. Zekeriya Arslantürk İran notlarını paylaşıyor bizle
40 saat süren İstanbul-Tahran yolculuğu ile gezimize başladık. 7 kişilik ekibimizle bu uzun yolculuğun otobüste nasıl geçtiğini fark etmedik. Otobüsün arka tarafı tamamen bize tahsis edilmişti. Otobüsteki diğer yolcularla da güzel bir muhabbet kurarak yolculuğumuzu güzelleştirdik.
İran sınırından itibaren toprak daha bakımlıydı. İranlılar Türklere göre daha çok tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Tahran terminaline gittikten sonra taksilerle Firdevsi oteline ulaştık. Oteller ve taksiler Türkiye’ye göre oldukça ucuzdu. İki-üç bin tümenle (iki-üç dolar) koca şehri dolaşabilirsiniz.
20-30 dolara iyi bir otelde kalmanız mümkün. Yedi kişi olduğumuzdan bir minibüs kiralayarak Tahran’ı dolaşmaya başladık.
Pazar-ı Bozorg (Büyük Pazar)
Burasıİran’da ekonominin can damarıdır. 10 km uzunluğundaki bu çarşının birçok yerinde girişi vardır. Burada kuyumculardan, bakırcılara, sebzecilerden, nargile kahvecilerine kadar her şeyi bulabilirsiniz.
Derband
Tahranın yoğun trafiğinden ve boğucu sıcaklığından kurtulmak için alternatif bir yer. Burası Tahran’ın en kuzey ucunda dağın eteğine kurulmuş bir tür eğlence ve piknik yeridir. Dağdan gelen derenin iki yamacında sayısız lokanta, çayhane ve kebapçı var. Kayısı, dağ böğürtleni ve buna benzer yiyecekler tabak içerisinde ve içecek olarak satılıyor. Dere boyunca sıralanan dükkanların bitiminde bir teleferikle Tahran’ın muhteşem manzarasını görebilirsiniz.

Sadabat Sarayı Müzesi
Derbendeyakın Tahran’ın kuzeyinde Şah Rıza'nın ihtişamlı sarayını görebilirsiniz. 54 odalı bu şatafatlı sarayın girişinde bulunan devasa Şah heykeli devrim sırasında sökülmüş geriye taştan yapılmış dev boyutlarda iki ayakkabı kalmıştır. Bu saray bizdeki Dolmabahçe veya Beylerbeyi tarzında görkemli, lüks bir saraydır.
Sarayın bahçesi de oldukça büyük. Sarayın bahçesinde eski Amerikan arabalarıyla gezinti yapmanız da mümkün.
Ulusal Mücevher Müzesi
Fardovsi caddesindeki Alman elçiliğinin yanında bulunan bu müze dünyadaki en değerli mücevher koleksiyonuna sahip. Buradaki taşların yüzlerce yıllık bir geçmişi var. Hatta bu taşların birçok savaşa sebep olduğu söylenmekte.
Yine müzenin girişinde birçok tarihi eser sergilenmektedir. Birçok rölyef, altın tabletten, bronzdan köpek, üç aslan figürü gibi birçok tarihi eser görmemiz mümkün.
Şah Mescidi Tahran’ın ünlü mescitlerindendir. Kaçarlar devrinden kaldığı söylenmektedir.
Yine İmam Humeyni’nin yaşadığı eve gidebilirsiniz. Burası bir mescidin kenarında 2 odalı mütevazi bir ev. Alt katta imama ait resimler ve devrimin süreçlerine ait resimler sergilenmektedir.
Buradan İmam Humeyni’nin türbesinin bulunduğu Haccerat isimli yere gittik. Burası çok geniş bir alana kurulmuş. İnsanlar buraya arabaları ve ihtiyaç malzemeleri ile gelmiş, çadırları kurmuş bir nevi piknik yapıyorlar. İran’da mezarlara çok ilgi var. Birçok yere ziyaretler yapılıp buralara kutsallık atfediliyor olması bize biraz ters geldi.
Tarihi Tahran hükümet sarayı en güzel binalardan biri. Her tarafta güzel, bakımlı parklar bulabilirsiniz. Laleh parkının arkasındaki tarihi İran halı müzesini gezebilirsiniz. Müzede 17. ve 18. yüzyıllardan itibaren renk renk İran halılarını görebilir, satın alabilirsiniz.
 İran Ulusal müzesi 1937'de açılmıştır. Antik pers eserlerini, tarihi çömlekleri, elle yapılmış metal, tahta işlerini, madeni paraları görebilirsiniz.
Laleh ve Mellat parkı önemli parklardan birkaçıdır. Mellat parkında kayıkla gezinti yapmamız mümkün.

Özgürlük Anıtı
1971 yılında Pers imparatorluğunun kuruluşunun 2500.yılında Shahyad anıtı olarak yapılmıştır. Asansör ile en üst kata çıkıp tüm Tahran’ı görebilirsiniz. Akşamları da burası renk renk aydınlatılıyor. Bu renk şöleni anıta çok hoş bir görüntü veriyor. Anıtın bulunduğu bu meydan Meydan-ı Azadi adıyla anılmaktadır.

İki günlük Tahran gezimizin ardından Kuma gidiyoruz.
Kum
Kumda Hz.Masumenin külliyesi ve Jamkeren camisini ziyaret etmeniz mümkün. Binlerce araçlık park yerleri var. Binlerce kişinin namaz kılabileceği bir alan. Mekke, Medine gibi mukaddeslik atfedilen mekanlarda insanlar ağıtlar eşliğinde dua edip ziyaretlerini gerçekleştiriyorlar. İran sanki bir yas ülkesi gibi…

İSFAHAN
Nısf-i cihan (dünyanın yarısı) diye isimlendirilen gizemlimuteşem bir şehir.1598–1722 yılları arasında başkentlik yapmış bir şehir. Burada da taksilerle şehri gezmeniz mümkün. Emekli tarih öğretmeni Habibullah Bey bize tüm şehri gezdirdi.
Nakş- ı Cihan meydanı başlı başına bir dünya. 80 dönümlük bir alana sahip. Bu yer dikdörtgen şeklinde, kenarlarından birbirinden güzel tarihi dükkânlarıyla, ortasında fıskiyeli havuzları ve parklarıyla hoş bir mekân. İstanbul’daki kapalı çarşıya benzer bu tarihi dükkânlar da alışveriş yapabilirsiniz. El işi tabakları, fincanları, porselenleri, el işi işlemelerini uygun fiyata satın alabilirsiniz.
İmam Cihan meydanı da denilen bu yerin ticari kapı, ilmi kapı, siyasi kapı ve dini kapısı olmak üzere 4 kapısı var. Bu kapılardan şehrin değişik yerlerine çıkmamız mümkün. Bu meydanda Lütfullah ve İmam camileri görülmeye değer. Sadece Nakş-ı Cihan meydanını gezmek için İstanbul’dan İsfahan’a gelinir diye düşünüyorum. Bu meydan insana dehşet verici manevi bir coşku yaşatıyor.
Sie-se pol Köprüsü de ilginç tarihi bir abide. Zagros dağlarından doğan Zayenderut ırmağı üzerindeki bu köprü görülmeye değer. Fakat yaz mevsimi olduğundan nehrin suyu kurumuş. Çok hüzünlü bir görüntüye sahip. 33 kemerden oluşan bu köprü şehrin bir yakasını diğerine bağlıyor. Bu köprüyü Türk hakanı Şah İsmail yaptırmış. İki katlı köprünün ilk katında 33 kemer, üst katında ise 132 kemer bulunuyor. Alt tarafta köprünün üzerinde zevkle çay içmeniz mümkün. Bu köprünün üzerinde yürümek insana büyük bir haz ve coşku veriyor. İsfahan’da taksiciyle ücret meselesinde ufak bir problem yaşadık, tartıştık polise gittik. Fakat polis bizi haklı buldu. İnsanın, İran’da rahat bir şekilde hakkını alabileceği fikrine sahip olduk. İsfahan’ı anlatmaktan çok gezmek ve yaşamanın gerektiğini düşünüyorum.

Münevver bir âlim olan Ali Goli Ağanın mescidi ve hamamı görülmeye değer. Yine çift minareli sallanan minare, izleyicilerini hayrete düşürmekte. Meryem kilisesini de görmeniz mümkün. Buraya yakın olan 1500 m yükseklikteki Mecusilerin ibadet yeri olan kaleden tüm İsfahan’ı seyredebilirsiniz. Hala İran’da Mecusiler kültürleri ile yaşamakta,parlamentoda dahi temsil edilmektedirler.
Nakşî Cihan'ın çıkış kapılarından birinden ilerleyerek Cheel sutun sayrını gezebilirsiniz. Cuma mescidi de en önemli merkezlerden biri diyebiliriz. Hayvanlar müzesini de gezmek ayrı bir güzellik. Güvenli ve huzurlu bu şehirden hüzünle ayrılarak Şiraz’a gidiyoruz.

ŞİRAZ
İsfahan ile Şiraz arası İstanbul-Ankara arası gibi. Öncelikle Hafız divanının şairi Hafız'ın makamına gidiyoruz. Ardından Bostan ve Gülistan'ın müellifi İslam edebiyatının en önemli simalarından Şeyh Sadi’nin kabrine gidiyoruz. Burasıda oldukça bakımlı güzel bir mekân. Şeyh Sadi adalet, doğruluk, alçakgönüllülük, kanaatkârlık gibi kavramları dile getiren fikri ve tasavvufi kitapları ile muhteşem bir münevver. Şiraz yeşillik bir şehir. Portakal ve limon bahçeleriyle ünlü, temiz, havadar, güzel bir şehir.
Yine Şiraz’da 12 imamın 8.si olan İmam Rızanın kardeşi Şah-ı Çerağ'ın camisine gidiyoruz. Burası da oldukça geniş bir mekân. İnsanlar aynı şekilde şia kültürlerindeki dini ritüellerini yerine getiriyorlar. Bizlere göre oldukça farklılar.
Goran Darbaza, İrem bağı, Pars müzesi, Kerim Han Sarayı, Vakıf Pazar, Dilgûşe bağı gezilmesi gereken yerlerden birkaçı. Özellikle Kerimhanın sarayı surlarla çevrili içinde hamamı olan tarihi bir mekân. İrem bağı da çok geniş bir bahçe içerisinde güzel bir saray. Vakıf pazarından da hediyelik eşyalar almanız mümkün.
Persapolis muhakkak gezilmesi gereken Şiraz’ın 51km güneybatısında bulunan eski tarihi bir müze. Şiraz’dan ayrılıp tekrar geriye Tebriz’e dönüyoruz. Bu arada 7 kişilik ekibimiz 4 ve 3 erli 2 gruba bölünüyoruz.

TEBRİZ
Öncelikle Şehriyarın mezarını ziyaret edip Şah gölüne gidiyoruz. Buradan şehri tepeden görmeniz mümkün. Tebriz’in yarısından fazlası Azeri Türklerinden oluşan tarihi bir şehir.
Kadim pazarında alışveriş yaptıktan sonra Cihan Şah'ın mezarını da ziyaret ediyoruz. Eski, tarihi belediye binası ve saat kulesini gördükten sonra Azerbaycan’a gitmek üzere hazırlıklarımızı yapıyoruz.


İRAN’DAN ÖZETLER
-Yazın sıcak ama terlemiyorsunuz, içtiğiniz suyun nereye gittiğini şaşırıyorsunuz.
-Kesinlikle güvenli bir ülke.
-Yemek ve taksi ucuz.
-Trafik kuralı yok denecek kadar az.
-Motosiklet yaygın, motosikletlere dikkat!
-İran'a trenle de gitmek mümkün.
-%35 oranı Azeri Türküvar, dil problemi yaşanmaz.
-Her çeşit yemek bulamayabilirsiniz.
-İngilizce bilenler fazla.
-Temiz bir ülke.
-Her yerde soğuk su çeşmeleri var.
-Medeni ve tarihi bir şehirleri çok.
-Hanımlara baş örtmek mecburi.
-Huzurlu ve misafirperver bir ülke.
-Okuma oranı yüksek, eğitimli bir toplum.
-Dünyaya kapalı bir ülke.
-Türkiyeyi bilenler fazla, türk dizileri, şarkıcıları takip edilmekte.
-Edebiyatta ve sanatta güçlüler.
-İsfahan ve Şiraz'a mutlaka gidilmeli.
- Seçim sonrası olayları ile ilgili her hangi bir tepki ile karşılaşmadık. Olayları dünya medyası abartıyor sanki.

Foto Galeri için: http://www.dunyabizim.com/gallery.php?id=56

Zekeriya Arslantürk gitti gezdi geldi
kaynak: http://www.dunyabizim.com/index.php?aType=haber&ArticleID=1571

Yorum Gönder Blogger

DİKKAT!
İfadeler şekiller, jpg, gif, png,bmp formatlarında resim, foto, video, müzik ekliyebilirsiniz.Resim eklemek için-- [img] resim linki [/img] // Müzik eklemek için :-- [nct]Müzik linki [/nct] Youtube Video ekleme:-- [youtube] Youtube Video Link [/youtube] Link kapanış kutucukların arasına boşluk bırakın
***KÜFÜR HAKARET İÇEREN YORUMLAR SİLİNECEKTİR***
Gülen ifade eklemek için işaretleri kullanın
:) (: :)) :(( =)) =D> :D :P :-O :-? :-SS :-t [-( @-) b-(

 
Top